Muş İl Tarım Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürü Halit Tanrıverdi, İlimizde sığır, koyun ve keçilerde en çok görülen, sarılık olarak bilinen ve verim kayıplarına ve ölümlere neden olan hastalıklar hakkında hayvan sahiplerini uyardı. Sarılık hastalığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Hayvan Sağlılığı Şube Müdürü Halit Tanrıverdi, İlimizde koyun, keçi ve sığırlarda 15 Mayıs -15 Eylül tarihleri arasında görülen bu hastalığın Kan emen kenelerle bulaştırılan yüksek ateş, anemi (kansızlık), sarılık ve kan işemeyle seyreden paraziter bir hastalık olduğunu ifade etti. Tanrıverdi; “Yaz aylarında kenelerin aktif olduğu dönemlerde daha sık görülür. Keneler hasta hayvanlardan kan emerek aldıkları parazitleri sağlam hayvanlara bulaştırırlar. Hastalığın kuluçka süresi 8–10 gündür. Kuluçka döneminden sonra vücut sıcaklığı aniden 41–42 dereceye kadar yükselir, hasta hayvanda durgunluk, iştahsızlık, kas titremeleri, kıllarda dikleşme ve süt veriminde düşme görülür. Hastalığın ikinci gününden sonra kan işeme de gözlenir. Hastalık ilerledikçe yatma isteği, güçlükle hareket etme, yavaş ve sallantılı yürüyüş, sürünün gerisinde kalma, merada otlamama, başı eğik tutma ve bitkinlik görülür. Kıllar ve yapağı normal durumunu kaybederek karışık bir hal alır. Gebe hayvanlar yavru atabilir. Zamanında tedavi edilmediği takdirde vücut sıcaklığı normalin altına iner ve yatalak duruma düşerler. İyileşen hayvanlar eski verimlerine birkaç haftada ulaşabilirler. Hastalığa erken müdahale edildiği takdirde iyileşme şansı yüksektir. Hasta hayvanlar serin bir yere istirahata alınarak veteriner hekime haber verilmelidir. Hastalığa karşı koruyucu aşı yoktur. İlimizde 15 Mayıs – 15 Eylül tarihleri arasında kene mücadelesini daha etkin yapmak, özellikle dökme tarzında olan ve dört hafta süreyle etki sağlayan ilaçlar kullanıldığı takdirde hastalığa karşı korunma sağlanır” diye konuştu.
SÜT VE VERİMDE AZALMA OLUYOR
Kara Sarılık ile ilgili bilgilendirmede bulunan Hayvan Sağlığı Şube Müdürü Halit Tanrıverdi; İlimizde genellikle yaz aylarında (15 Mayıs–15 Eylül) görülen, kenelerle bulaştırılan paraziter bir hastalıktır. Kuluçka süresi ortalama 15 gündür. Hasta hayvanlarda 41–42 derece ateş, süt veriminde azalma, durgunluk, iştahsızlık, geviş getirmeme, kabızlık, gözyaşı, burun akıntısı, sallantılı yürüyüş, yatıp kalkmada güçlük, inleme, diş gıcırdatma ve tek tek öksürük görülür. Zamanında tedavi edilmeyen hayvanlarda vücut ısısı normalin altına iner ve yatalak duruma düşerek hızla zayıflar ve ölürler. Yerli hayvanlar kültür ırklarına göre hastalığa karşı daha dayanıklıdırlar. Zamanında tedavi edildiği takdirde iyileşme mümkündür. Hastalığa karşı korunma için mart ayında theileria aşısı yaptırılmalı ve kene mücadelesine önem verilmelidir” dedi. Basiler ile ilgili açıklamalarda bulunan Tanrıverdi; “İlimizde yaz sonunda ve sonbahar aylarında sığır, manda, koyun ve keçide görülen bakteriyel bir hastalıktır. Hastalık özellikle meraların kuruduğu dönemde hayvanların dip otları yemeye başlamalarıyla birlikte görülür. Hastalığa yakalanan hayvanlarda yüksek ateş, karın ağrısı, inleme, sütte azalma, geviş getirmeme, kan işeme ve sarılık görülür. Hastalığa karşı hayvanlarımızı korumak için meraya bırakmadan önce birer ay arayla iki defa aşı yaptırılması gerekir” diye konuştu. Leptospirosiz hastalığı ile ilgili uyarılarda bulunan Şube Müdürü Halit Tanrıverdi; “İlimizde özellikle sonbahar aylarında sığır, koyun ve keçilerde görülen bakteriyel bir hastalıktır. Hastalığa neden olan mikrop idrarla bulaşık akarsularda, birikinti sularda, kanalizasyon sularında ve toprakta uzun süre yaşayabilir. Hayvanların birbirinin idrarını içmeleri, idrarı koklayıp yalamaları ve bulaşık içme suları içmeleriyle hastalık bulaşır. Hayvanların normal su yalaklarından değil de birikinti sulardan ve akarsulardan su içmesi bulaşmayı artırır. Su baskınları meraları bulaştırabilir. Hasta hayvanların beden ısısında artış, solunum güçlüğü, durgunluk, burun akıntısı, sarılık, kan işeme ve iştahta azalma görülür. Tedavi edilmediği takdirde ölüm görülür. Hayvanlar ilkbahar aylarında aşılanmalı ve hijyen kurallarına uyulmalıdır. Hayvanların su yalaklarından sulanması sağlanmalı, içme sularına idrar ve bulaşık suların bulaşması önlenmelidir” diyerek sözlerini tamamladı. Muş Ovası Gazetesi