1999 yılında dünyanın en güçlü dağcısı seçilen Muşlu Ömer Faruk Gülşen, 48 yıldır doğa fotoğrafçılığı yapıyor. 35 yıldır da dağlara çıkan Gülşen, doğa sevgisini bir tutku olarak değil, yaşam biçimi olarak görüyor. 1954 doğumlu Gülşen, 7 yıl boyunca ilimizde Dağcılık İl Başkanlığı yaptı. Üç dönem Türkiye Dağcılık Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliği yapan Gülşen, yurt içi ve yurt dışında birçok tırmanış yaptı. , Antalya´da Merkezi ve Kıyı Beydağları´nın flora, fauna, jeolojik yapı, rota ve soysal yapısını inceleyerek bu değerli bilgilerini kitap haline getiren Gülşen´in, Likyanın Dağları ve Yaylaları Kitabı, Dağlarımız, Doğada Faydalı Bilgiler gibi eserleri bulunuyor.
Dağlara, doğaya karşı olan sevdasıyla gezgin ve doğa fotoğrafçısı olarak yaşam süren Gülşen: Çocukluk yıllarından itibaren doğayla barışık yaşamanın ve ona zarar vermemenin gerekliliğine, insanın da doğanın bir parçası olduğuna inanarak doğayı öğrenme ve keşfetme duygusu vardı. Babam dağcıydı. Babam bizi dağlara götürmezdi. Bende dağlara karşı çok büyük bir heves vardı. Muş´un etrafı dağlarla çevrili olduğu için ekolojik yapısı benim çok ilgimi çekmiştir. Ve aynı zamanda fotoğraf merakım vardı.
Çektiğim bu fotoğraflar ekolojik yapıyı ve doğayı anlatan gelişimi anlatan fotoğraflardı. 1969 yılında Mülkiyeler birliğinin çok değerli bir üyesi benim dağlara karşı olan ilgimi görünce bunu bilimsel olarak yapmamı önerdi. Beni bir kaç kişiyle tanıştırdı.
T.D Federasyonuna üye oldum. Benim için vazgeçilmez Dağcılığı tutku olarak değil, yaşam biçimi olarak benimsedim. İlk tırmanışım 1969 yılı kış ayında Süphan Dağına yaptım. Dağcılık anlatılmaz yaşanır.
Dağa çıkmadan bir hafta önceden veya bir ay öncedense ona kendimi motive ederim. Gerekli çalışmaları yapar doğayı, dağları düşünürüm başka hiçbir şey düşünmem. Dağlar öyle bir hayal ki yaşadığın zaman gerçek oluyor hayaller. Bu sporu herkes yapabilir. Doğayı ve insanı sevecek, dinsel inanç ve ahlaklı olacak. O günü kurtarma çabasında değil o günü paylaşması gerekiyor.
Doğada kullanacağı malzemesi olacak. Çıktığım bütün dağlara aynı heyecan aynı hevesle çıkıyorum. Hiçbir zaman bu dağa bir daha çıkmayacağım diye kızmadım. Hepsi birbirinden güzel. Her hafta sonu düzenli olarak Likya´yı keşfe çıkıyoruz. Her meslekten 1400 üyesi olan büyük topluluğuz. Pazar günleri günü birlik yürüyüş turlarımız oluyor. İnternet aracılığı ile haberleşiyoruz.
Yürüyüş güzergahımızı haftalık olarak duyuruyoruz. Profesyonel dağcılar amatör katılımcılara bölge hakkında bilgiler veriyor. Kimi zaman ekolojik kimi zaman doğada kullanacak malzemeler tanıtılıyor. Doğa ile iç içe geçen bir günün ardından yorgunluk çayı içen yürüyüşçüler bir arada olmanın keyfini çıkartıyor dedi. Orman yaşamı ve orman halkının korunması gerekir Dağcılığa ilgisi olanlara birtakım tavsiyelerde de bulunan Gülşen, doğanın korunması adına önemli mesajlar verdi. Gülşen konuşmasında: En başta dürüst ve ahlaklı olsunlar.
Doğa bizi bekliyor. Dağcılığa ilgisi olan arkadaşlara kesinlikle kendilerine bu fırsatı vermelerini ve denemelerini öneririm. Ama mutlaka güvenilir ekiplerle, tecrübeli ve uzun yıllar dağcılık yapan, dağcılık eğitimi verme konusunda donanımlı kişilerin ve kulüplerin nezaretinde başlamalarını öneririm. Eğer keyif alır ve devam ederlerse de kişiliklerine başka hiçbir şeyin kazandıramayacağı kadar çok şey kazandırırlar. Dağcılık sporunun kişiye kazandırdığı disiplin ve içsel değerler, hem fizik olarak hem ruh olarak hem de duygu olarak sıra dışı bir gelişim sağlayacaktır.
Doğanın korunması, doğadaki yaşamın yaşama biçimi açıklanması, doğada yürümek ve doğayı tanımak için çalışmaların hız verilmesi gerekir. Orman yaşamı ve orman halkının korunması gerekir. Orman asil ağaçlarının korunması florası ve faunasının anlatılması, çalışmalarına hız verilmesi gerekir. Bize verilen bu emaneti korumamız ve yarınlara vermemiz için, doğal yaşamı korumak ve kollamak için çalışmaları sivil toplum örgütleri işle yapılması gerekir.
Akademik çalışmaların halka inmesi ve anlatılması gerekir. Yaşama alanındaki insan yaşamına girip, doğal yaşam hakkında bilgi verilmemesi gerekir. Dağcılık konusunda genç kadroların hazırlanması ve dağ çıkışlarında önemli çalışmalara hız verilmesi gerekir. Ülkemiz bu konuda yeterli çalışma içinde daha olmamıştır. Komşularımızın çalışmaları daha fazladır. bu doğal yaşamda olması gerekenleri sıkı takibe almak, çalıştırmak, yetiştirmek ve bilgilendirmek gerekir.
Her dağcılık lisansı alan dağcı değildir. Dağcılık lisansını almak için her hangi bir spor il müdürlüğüne gidildiğinde hemen verilmesi çok eksik bir çalışmadır. Lisans almak için çok sıkı eğitimlerden geçmesi gerekir ve her yıl çalışmalarından alınan sonuçlarla değerlendirme yapıp lisansını vize yapmalıdırlar. Vize için şimdi hangi kulüp ya da müdürlüğe giderseniz hiç çalışma yapmadan vize yapılmaktadır. Bu çalışma çok yanlıştır. Kulüp ve derneklerin kontrollü olarak, çevrede neler yapmıştır, ekolojik çalışması var mıdır, envanter çalışması ne durumdadır, çevre hakkında, ekolojik ve dendoroloji eğitimleri nelerdir. Eğitmen olabilmek için çalışma yapmışlar mıdır.
Yön bulma, harita bilgisi, arama kurtarma bilgisi, teknik ve kampçılık bilgisi düzeyi nelerdir. Ekip çalışması ve yurt içi dağ çıkışları ve teknik çalışmaları var mıdır. Herhangi bir doğa ile ilgili bir eseri var mıdır vs. ile çalışmaları yapmak için kontrol etmek gerekir ifadelerini kullandı.
Muş Ovası Gazetesi