İl Tarım Müdürü Murat Yıldız, bu yıl çiftçilerin yüzünün güldüğünü, hasat mevsiminin çok verimli geçtiğini vurgulayarak, Tarım Müdürlüğü olarak çalışmaların aralıksız sürdürüldüğünü belirtti. Yıldız, kontrol ekipleriyle denetimlerin sürekli yapıldığını vurgulayarak, anız yangınlarının olmaması için de, çiftçileri sürekli olarak uyardıklarını belirtti. Yıldız, “Muş Valiliği tarafından çiftçilere gönderilen ‘biçerdöverlerle Hasatta tarla kontrolleri ve Anız yakımlarının önlenmesi’ ile ilgili genelge doğrultusunda çalışmalara devam eden Dane Kaybı Kontrol Ekipleri hasat mevsimi boyunca hem hasat esnasında dane kayıplarını önlemiş hem de anız yangınlarını sürekli kontrol altında tutmuşlardır. İl Müdürlüğümüz hasat mevsimi boyunca 13 kişiden oluşan 6 ekip ile çiftçilerimizin daha az zararla hasat mevsimini bitirmeleri için çalışmakta ve çiftçilerimizin de gayretleriyle İlimiz açısından hasat mevsimi çok verimli geçmektedir. Geçen yıl buğdayda verim dekara 178 kilogram oldu. Bu yıl ise Temmuz sonu itibariyle bu rakamın dekara 220 kilograma kadar yükseldi. İlimizde birim alanda elde edilen tahıl üretiminin geçen yıla göre artış sağlaması çalışmalarımızın bir sonucudur. Ayrıca bugüne kadar yapılan denetimler sonucunda % 1 civarında dane kaybı söz konusudur. Hasat yapan biçerdöverlerin tamamının dışarıdan gelmiş olması ve biçerdöverlerin yeni olmasının çiftçiye büyük bir avantajı var. Eski olan biçerdöverler Muş’a gelmiyor. Gelenler ise yeni olduklarından, daha az dane kayıplarına yol açıyor. Muş Ovası’nda en fazla yüzde 2 dane kaybına izin veriliyor. Bu kayıpların asıl nedeni ise teknik bilgi yetersizliği, biçerdöver ayar ve bakımlarının yeterince yapılmaması, aşırı kazanç isteğiyle hızlı ve yüksekten biçim yapılmasıdır. Hasat sezonunda İl müdürlüğü ekiplerine yardımcı olan, anız yakmaktan vazgeçen, doğru ekim yöntemiyle iyi hazırlanmış tohum yataklarıyla geçen yıla göre verim artışı sağlanmasına destek olan tüm çiftçilerimize teşekkür ediyorum. Çiftçilerden bundan sonraki süreçte de destek bekliyorum” dedi.
ANIZ UYARISI YAPILDI
Yapılan anız uyarısında ise: “Birim alandan daha fazla verim almak üzere tarımda makineleşmenin artması ve yeni ekili alanların geliştirilmesi suretiyle tarımsal faaliyetlerin hızlandığı bilinmektedir. Tarımsal gelişmeler ve makineleşme ile birlikte son yıllarda anız yakılmasında da artış görülmektedir. Bilindiği gibi özellikle son yıllarda anız yakma yurdumuzun birçok yerinde yaygın bir hale gelmiştir. Çiftçilerimiz tarafından bazı yararlar umularak, öteden beri hasattan sonra tarlada kalan anızları yakmanın adet haline getirildiği bilinmektedir. Hâlbuki toprağın en önemli kısmını bitki artıklarının çürümesi sonucu meydana gelen organik maddeler (gübre) teşkil etmektedir. Yapılan araştırmalara göre en fazla toprak kaybının anız yakılan tarlalarda, en az toprak kaybının ise hasattan sonra anız yakılmadan gölge tavında sürüm yapılan tarlalarda olduğu belirlenmiştir. Anızların yakılmasına meydan vermemek için biçim yüksekliğinin mümkün olduğunca kısa olması sağlanmalıdır. Yakılan anızla birlikte çıkan duman hava kirliliğini artırmakta, atmosferdeki karbondioksit oranını yükseltmekte, yol kenarlarında yakılan anızlar karayollarında görüş mesafesini azaltarak, ölümle sonuçlanan trafik kazalarına neden olmaktadır.
Ormanlara yakın tarım alanlarında yakılan anız ateşi, rüzgârın etkisi ile ormanlık alanlara ulaşarak yangınlara sebep olabilmekte ve orman emniyetini tehlikeye sokarak ormanlarımızın korunmasını zorlaştırmaktadır. Anız yakma sonucu komşu tarlalardaki henüz hasat edilmemiş ürünler, meyve bahçeleri ile canlı- cansız çitlere zarar vermektedir. Anız yangınları ürünün biçilmesi sırasında yere dökülen ürün danelerini yakmakta, dolayısıyla bu ekosistemde yer alan hayvanların bu besinlerden mahrum kalmalarına yol açmakta, yakılan anız ateşi sonucu ahşap telefon direkleri de yanmaktadır. Ülkemiz için maddi ve manevi kayıplara neden olan anız yakma, kaybolan doğal kaynaklarla birlikte peyzaj yönünden kötü görüntüleri sergilemeleri ile de turizmin olumsuz etkilenmesine yol açmakta ve telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedir. Ayrıca tarlada bulunan anız sonbahar mevsiminde hayvanlar için önemli bir besin kaynağı teşkil etmektedir. Hasat sonrası tarla yüzeyinde kalan bitkisel materyaller toprağı tavında tutmakta ve bilhassa meyilli arazilerde su ile rüzgâr erozyonuna mani olmaktadır. Bilindiği gibi topraklarımızın %90’nın eğimi %10’nun üzerindedir. İklim faktörleri ve bitki örtüsünün zayıflığına ek olarak ülkemizin bu engebeli yapısı erozyon sorununu artırıcı bir etken olmaktadır. Tarım topraklarını belirli ölçülerde erozyona karşı koruyan anızların yakılması sonucu, topraklarımız rüzgâr ve su erozyonu etkilerine korunmasız bir hale gelmektedir. Yol kenarları ve boş alanlardaki otların ve anızların yakılması ülkemizin temel sistemlerinin dengesinin bozulmasına, bitki ve hayvan türlerinin nesillerinin tehlikeye düşürülmesine, doğal zenginliklerin tahribine neden olmaktadır. Bu konuda tüm çiftçilerimizin sağduyulu davranarak gerekli hassasiyeti gösterecekleri inancıyla, ürünlerinin bereketli olmasını diliyoruz” denildi
Muş Ovası Gazetesi