Hasköy ilçesini ziyaret eden Muş Valisi Seddar Yavuz, Kaymakamlık binasında Hasköy Kaymakamı Ahmet Özkan ve Belediye Başkanı Mürsel Özen tarafından karşılandı. Kaymakam Ahmet Özkandan bir süre bilgi alan Vali Seddar Yavuz, ardından ilçedeki Boğaziçi restoranda kanaat önderleriyle bir araya geldi. Burada Kaymakam Ahmet Özkan tarafından ilçe de yapılan yatırımlarla ilgili bir sunum yapıldı. Yapılan sunumun ardından taleplerini dile getiren kanaat önderleri Batman-Muş arasında yeni açılması ön görülen yolun Hasköyden geçmesini Vali Seddar Yavuzdan talep ettiler. Burada bir konuşma yapan Vali Seddar Yavuz, Batman ve Muşu birbirine bağlayacak olan yolun ilgililerle değerlendirilerek sonucu kendilerine bildireceğini söyledi.
Vali Yavuz konuşmasında, PKKlı ve yandaşlarının legal görünümlü illegal yapılanmalarının hendek ve çukur siyasetiyle toplumu nasıl provoke ettiklerini, nasıl Kürtlerin evlerini başlarına yıktıklarını hep beraber müşahede ettik. Bu süreç içerisinde Muşlu kardeşlerimizin ve haseten de Hasköylülerin dik ve onurlu duruşlarını hep beraber müşahede ettik. Bu vesileyle bir kez daha hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Allah birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi pekiştirsin. Çünkü adı konmamış vekalet savaşlarının yapıldığı ve terör örgütleri eliyle maalesef Türkiyenin terbiye edilmek istendiği bir süreçten geçiyoruz. İslam dünyası kan ve gözyaşıyla kavruluyor ve milyonlarca insan evinden, barkından, yurdundan ediliyor. Ve namusları başta olmak üzere birçok değerini kaybetmeye devam ediyor. İşte tam da bu ortamda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de bu dış güçler ve onların Türkiye içindeki iş birlikçileri saldırıya geçtiler dedi.
Ülke genelinde yaşanan olaylara değinen Yavuz, Hepinizin bildiği gibi devletimiz vatandaşını şefkatle kucaklarken özellikle ciddi bir mücadele başlattı. Her şeyden önce şunu açık ve seçik olarak ifade etmem gerekir ki PKK, FETÖ, DAEŞ, DHKP-C yani tüm terör örgütlerinin ana kumanda masasında oturanlar aynı güçlerdir ve bunların adı ve yöntemi ne olursa olsun amaçları aynıdır. Amaçları ümmetin son kalesi Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölmek, parçalamak ve İslam alemine uzanan bu şefkat elini kırmaktır. İşte aziz milletimiz bu şefkat elini güçlendirme noktasında bir kez daha şuurunu, bilincini, gücünü ve kararlılığını ortaya koydu. Ve dedi ki; Biz bin yıldır İslam dünyasına, tüm mazlumlara el uzatan bir milletiz. Bu özelliğimizden asla vazgeçmeyiz. Hiçbir güç, hiçbir kudret bizi yolumuzdan döndüremez. Her türlü tehdide, şantaja ve alçak saldırılara rağmen Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye, bu kutlu yürüyüşünü ve mücadelesini devam ettiriyor. Sizler gibi vatanperver, imanlı, ihlaslı kardeşlerimiz sayesinde bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Hepinizin bildiği gibi artık Türkiyede terör örgütlerinin sonuna doğru yaklaşıyoruz. Özellikle Muş özelinde net olarak ifade etmemiz gerekir ki terör örgütlerinin, bunların yandaşlarının beli kırılmıştır. Bunlar artık bu şehirde cazibe merkezi değil ve bu insanlar her yerden tarafımızla takip ediliyor. Güvenlik güçlerimiz, emniyet ve jandarma birimlerimiz ile istihbarat birimlerimiz bunları yakinen takip ediyor ve hak ettikleri cezalar süratle veriliyor ifadelerini kullandı.
Vali Yavuz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: Biz eşkıya değiliz, biz devletiz. Devletin en önemli özelliği kanunlarda belirtilen cezalara çarptırır. O yüzden de biz eşkıya gibi davranamayız. Kişi hangi suçu işlemişse, ceza kanununda o suçla ilgili hangi tanım yapılmışsa, suç öngörülmüşse ancak o ceza verilebilir. O nedenle de hukuk içerisinde kalarak şehrimizdeki mücadeleyi, terörle mücadeleyi yürütüyoruz. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki bu mücadele kutlu bir mücadeledir. Ve bu mücadelede biz hakkın yanında yer aldığımızı da bilerek, kazananın mutlak suretle hakkın olacağını da ifade etmek istiyorum. Zulümle abat olunmaz. Terör örgütleri en büyük zararı Kürtlere vermiştir, en büyük zararı bölge halkına vermiştir. Biz yol yaparken onlar araçları yakmıştır. Biz insanlara eğitim imkanı ve fırsat sunmak isterken onlar okulları yakmıştır. Bunları çoğaltabiliriz ama şundan hepiniz emin olun ki bunların düşman olduğu şey Türkiye Cumhuriyeti Devletidir ve insanımızdır. Biz de devlet olarak 79 milyon vatan evladını aynı gözle görüp kucaklarken, bir taraftan da gözümüz, gönlümüz Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğuda hatta Afrikada olmaya devam edecek. Çünkü biz biliyoruz ki bu coğrafyanın gerçek sahibi biziz ve o mazlumlar bizden sıcak bir şefkat eli bekliyor. Biz tarihi misyonumuzdan asla vazgeçmeyiz. Bunun bedeli ne olursa olsun bu yolumuzdan asla bizi kimse döndüremez. Biz ilahi kelimetullah peşinde koşuyoruz, koşmaya devam da edeceğiz. Hakkın peşinde koşacağız, hakkı tutup kaldırmak için mücadele edeceğiz. Bu yolda elbette hayatımızı kaybedersek şehit olacağız. Uzvumuzu kaybedersek, kanımız akarsa gazi olacağız. Ama Allahı huzurunda diyeceğiz ki; Ya Rabbi biz bunun için uğraştık, mücadele ettik. Çünkü bizim görevimiz sefere çıkmak zafer Allahtandır her zaman. 15 Temmuz gibi bir hain darbe teşebbüsü ile karşı karşıya kaldık 248 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bundan önce hendek politikası uygulandı. Bütün bunların hepsi sistematik saldırılardır Türkiye Cumhuriyeti Devletine. Hendek politikası da sistematik bir saldırıdır, 15 Temmuz darbe teşebbüsü de sistematik saldırıdır ve bunların arkasında olan güçler aynı güçlerdir. Biz yumruğun nereden geldiğini, bize kimin yumruk attığını bilmeliyiz, bunun farkında olmalıyız. Biz bunların farkındayız. Kimlerin bize ne mesaj verdiğini biz anlıyoruz. Biz de diyoruz ki biz köpeklerle değil, köpeğin sahipleriyle uğraşmayı tercih ediyoruz. Köpekler kimler? Terör örgütleri. Ama bu köpeklerin sahipleri bilin ki başkalarıdır. Elbette biz de bu köpeklerin sahiplerine diyoruz ki; köpeklerinize sahip olun, siz bu milleti yenemezsiniz. Biz bu coğrafya da bin yıl varız, kıyamete kadar bu coğrafya da olacağız, ayağınızı denk alın. Bu hesabı herhalde tek tek onlardan soracağız şüpheniz olmasın. O yüzden bunu yapabilmek için birlik ve beraberliğimizi, kardeşliğimizi pekiştireceğiz. Eksiklerimizi, noksanlarımızı söyleyeceğiz ama bir birimize küsmeyeceğiz. Tartışacağız, bu ülkeyi daha iyi noktalara taşıyacağız, hizmetlerimizi daha iyi yapacağız. O yüzden ben kahraman Hasköylü kardeşlerimi gönülden kucaklıyorum. Hepinizi kendi annem, babam, evladım gibi görüyorum ve her yerde de sizin hakkınızı en iyi şekilde savunduğumu söyleyebilirim. Şüpheniz olmasın hizmetleri yapacağız. Şu anda bir referandum süreci var. Türkiye geleceğini oynuyor. Türkiye küresel bir güç mü olacak, yoksa zayıf, güçsüz iktidarlarla patinaj mı yapacak? 1923-1938 Türkiye bu tarihlerde müthiş kalkınmış. 1950-1960 bu tarihlerde de Türkiye sıçramış, 1960-1970 Türkiye yine sıçramış. 1980-1990 Türkiye bu tarihlerde tekrar sıçramış. 2002-2017 tarihlerinde ise Türkiye üç kat büyümüş. Siyasi otoritenin güçlü olduğu, güçlü iktidarlar döneminde Türkiye kalkınıyor, büyüyor. Ne zaman ki karar alma süreçleri zayıflıyor, Türkiye karar alamıyor. O yüzden de patinaj yapmaya başlıyor. Koalisyon dönemlerinde Türkiyenin büyüyememesinde en önemli sebeplerinden bir tanesi maalesef budur. Vatandaşlarımızın bu süreci iyi değerlendirmelerini, yeni Anayasa değişikliğinin ne getirip ne götürdüğünü iyi araştırmalarını özellikle rica ediyorum. Benim kişisel fikrim bu Anayasa değişikliği Türkiyeye çağ atlatacağını, bu yüzyılı bizim yüzyılımız yapacak bir değişikliğe doğru gittiğini söylemek istiyorum. İnşallah referandumun ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Konuşmasının ardından gençlerle bir kahvehanede bir araya gelen Vali Seddar Yavuz, gençleri dinleyerek iş istihdamları konusunda bir süre sohbet etti. Vali Yavuz ve beraberindeki heyet, daha sonra Altınova beldesindeki bir taziyeye katılmak üzere ilçeden ayrıldı.
Muş Manşet Gazetesi