Karaköprü, Kıyık, Çatbaşı, Muratgören ve yaklaşık 20 köyde çiftçilik yapan vatandaşlar, daha önce Devlet Su İşleri (DSİ) denetiminde olan ancak uzun yıllardır Sulama Birliği´nde olan kanallardan su gelmemesi nedeniyle mağduriyet yaşıyor.
Şu ana kadar kanallarda meydana gelen patlama ve tıkanıklık nedeniyle ekinlerini sulayamayan vatandaşlar, ekinlerinin büyük bölümünün kuruması karşısında çaresiz durumdalar.
Bazı çiftçiler bu sorunu sondaj yoluyla kendi imkânları dâhilinde halletmeye çalışırken, üstlenmek zorunda kaldıkları maliyet nedeniyle de mağduriyet yaşıyorlar. Çoğunlukla şeker pancarı, mısır, kavun ve karpuz eken çiftçiler, Muş Şeker Fabrikası´ndan almış oldukları gübre, tohum ve avans desteklerini nasıl ödeyeceklerini kara kara düşünüyorlar.
Gayrı safi milli hasıladan çok düşük bir miktar alan ve geçimini tüm sıkıntılara rağmen tarımsal faaliyetlerle sağlamaya çalışan vatandaşların tek isteği; yetkililerin bir an önce sorunlarına çare bulması. Can suyunu bile verememişiz Susuzluk nedeniyle mağdur olan Karaköprü Köyü çiftçilerinden İsmail Toraman, şu ana kadar ekinlerine can suyu bile veremediklerini belirtti.
Sorun çözülmezse büyük bir borç altına gireceklerini kaydeden Toraman: Şeker pancarı yetiştiriyoruz bu Karaköprü, Kıyık, Muratgören ve Çatbaşı Köyü´nde. Temmuz 25´e kadar şeker pancarına 4 defa su vermemiz gerekirken bugün daha bir kez bile su vermemişiz, can suyunu bile vermemişiz. Şeker pancarımıza gerek gübreyi verememişiz, gereken bakımı yapamamışız. Şimdiye kadar yapacağımız sulamayla şeker pancarımızın 400-500 gram olması gerekirken gördüğünüz gibi şeker pancarımız 20 gram bile gelmiyor ve hepsi kurumuş halde. Toprağımız, arazimiz susuzluk nedeniyle çatlamış durumda. Bu mağduriyeti değil bu sene, geçmiş senelerden beri çekiyoruz.
Böyle giderse şeker pancarı, mısır, kavun ve karpuz yetiştirmekten vazgeçeceğiz. Bunun nedeni susuzluktur ifadelerini kullandı. Sulama Kanalları Tam 50 Yıllık Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından 1965 yılında sulama kanallarının yapıldığını ifade eden Toraman, kanalların Sulama Birliği denetimine geçtiği dönemden bu yana her yıl aynı sorunu yaşadıklarını belirtti. Dönüm başına her yıl belirlenen ücreti ödemelerine rağmen bunun karşılığını alamadıklarını vurgulayan Toraman: Devlet Su İşleri´nin (DSİ) sulama kanalı üzerinde 15-20 köy sulama yapmaktadır.
Bu sulama kanallarının bakımı yapılmıyor, içleri temizlenmiyor. Bir gün su bırakılıyor, daha sonra kanal patlıyor ve 4-5 gün yine su bırakılmıyor. Yaz aylarının başından beri sulama yapamamışız, bu kanallar bakımsızdır. Yetkililerimizin bu duruma el atmasını, kanallarımızın düzeltilmesini ve suyumuzun devamlı akmasını istiyoruz. Bu sulama kanallarından şeker pancarı için Sulama Birliği´ne 26 TL artı yüzde 10 gecikme faizi ödüyoruz. Mısıra 20 TL artı yüzde 10 faizi, buğday için 15 TL ödüyoruz dönüm başına. Bu bedeller yıllık olarak bizden alınıyor. Ağırlık şeker pancarı, mısır, kavun ve karpuzdur. Kavun ve karpuzda 20 TL artı yüzde 10 faizi bizden kesiliyor.
Bu kanallar 1965 yılında yapılmış. Devlet Su İşleri´nin elindeyken bütün bakımı ve onarımı yapılıyordu, suyumuz dört dörtlük geliyordu. Sulama Birliği´ne geçtiğinden bu yana sularımız düzenli olarak akmıyor. Bu kanallar 10 yıldan fazladır Sulama Birliği denetimindedir şeklinde konuştu. 150 Dönümden 15 Dönüm Alıyorlar Şeker pancarı, buğday, mısır, kavun ve karpuz ekimi yapan üreticiler, ekinlerinin büyük bir kısmının yanmış olması ve geri kalanının da gereken düzeyde yetişmemesi nedeniyle çaresizlik içindeler.
150 dönümlük ekili arazisinde 10-15 dönüm kadar bir ürün kaldığını ifade eden Mesut Koçlardan: Ben 150 dönüme yakın şeker pancarı ektim ancak şu anda arazimde 10-15 dönümlük ekin kalmış ya da kalmamıştır. Bütün tarlam yanmış durumda. Biz devlet büyüklerimizden yardım istiyoruz, bu derdimize bir çare bulsunlar. Sulama Birliği Başkanı bizim telefonlarımıza cevap vermiyor. Şu an da şeker fabrikasına benim 15-20 milyon TL borcum var. Kimisinin 20, kimisini 40 milyon lira borcu var, herkesin öyle. Biz gübre almışız, tohum almışız, avans almışız, biz her şeyi yapmışız.
Bizim pancarımız şu anda bu halde. Kimse bize yardım etmiyor, biz borcumuzu nasıl ödeyeceğiz? Bizim suyumuz gelmezse, bir ürünümüzü yetiştiremezsek biz borcumuzu nasıl ödeyeceğiz? sözleriyle yaşadıkları duruma açıklık getirirken, Muratgören Köyü sakinlerinden Murat Özkan ise köyde kazdıkları kanalın da yeterli olmadığını vurguladı. Açmış oldukları kanalın da patladığını, çareyi kanal etrafına beton dökerek ve naylon kaplayarak bulmaya çalıştıklarını belirten Özkan: Bu kanalı biz kendi imkânlarımızla açtık.
Daha sonra buradan su sızdığı için etrafını naylonla kapladık. Naylon da çok fazla çare olmuyor ancak su tarlamıza yetişsin diye bu çareyi bulduk. Pancarlarımız hep yandı. Bu kanalda geçen günlerde yine patlama oldu ve bizde beton döktük. Buraları da naylonla kapladık. Su ekinlerimize yetişsin diye bunu yaptık çünkü pancarımız hep yandı ifadelerini kullandı. İlimizin üreticilerinin yaşamış olduğu bu durum için gerekli kurumlar aracılığıyla acil çözüm yolları bulunması gerekiyor. Aksi takdirde ürün toplayamayacak olan çiftçiler, şu anki mevcut borçlarının yanı sıra yoksun kalacakları gelir nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşayacaklar.
Muş Ovası Gazetesi