İslami çatı altında verdiği eğitimleriyle tanınan ve ilimizde ikamet eden Mustafa Doğan´ın da yer aldığı 33 sanık hakkındaki Tahşiyecilere Kumpas´ adlı davada önemli bir gelişme yaşandı.
Davaya bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Genelkurmay Başkanlığı´ndan istenen yazıya cevap geldi. Mahkemenin: Radikal Tahşiye Grubu´, El Kaide yanlısı Radikal Mehmet Doğan Grubu´ veya Radikal Mehmet Doğan Grubu´ adı altında herhangi bir örgüt veya silahlı terör örgütünün olup olmadığı, var ise El Kaide terör örgütü ile bağlantısının bulunup bulunmadığı, 3 Aralık 2008 tarihi öncesinde veya sonrasında herhangi bir istihbari bilgi veya çalışmanın yürütülüp yürütülmediği hususundaki yazıya Genelkurmay Başkanlığı tarafından: Mehmet Doğan Grubu´nun El Kaide yanlısı söylemlerde bulunmasının propaganda ve taban genişletme amacına yöneliktir. Kürtçü-dinci karakteriyle Nurculuk içerisinde Kürt olgusunu öne çıkartmaya çalıştıkları tespit edildi şeklinde cevap verildi.
Dört adet bilgi dışında herhangi bir bilgi olmadığı ifade edilen MİT Müsteşarlığı tarafından 5 Mart 2009 tarihli Genelkurmay Başkanlığı´na gönderildiği belirtilen ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı kayıtlarında bulunan raporda, Tahşiyeciler adlı grubun ileri gelen isminin Mehmet Doğan olduğu ifade edildi.
Doğan´ın Nurculuk hareketinin Said-i Nursi´den sonraki liderleri olan Fethullah Gülen ve Mehmet Kırıncı´ya eleştirilerde bulunduğu, Gülen´i Risaleyi Nur´lar hakkındaki olumsuz sözleri nedeniyle eleştirdiği belirtildi. Grubun El Kaide yanlısı söylemlerinin de bulunduğu ifade edilen kısımda ise: Herhangi bir eylemsel faaliyetlerine rastlanmayan grubun, kısa vadede bir tehdit oluşturmayacağı bununla birlikte uygun ortam bulması halinde bir takım faaliyetlere girişebilmesi ihtimalinin de bulunduğu değerlendirilmektedir ifadelerine yer verildi. İstihbarat Başkanlığı veri sistemlerinde konuya ilişkin bilgilerin İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü ile paylaşılıp paylaşılmadığına dair herhangi bir bilgi, belge ve kayda rastlanılmadığı açıklamasının da yer aldığı raporun okunması sonrası reddi hakim talebinde bulunan avukatların savunmalarıyla duruşmanın devam ettiği öğrenildi. Kasten Delil Uydurma İddiası! Mahkemeye sunulan iddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nde görev yapan bazı polisler ile Gülen´e bağlı basın ve medya kuruluşlarınca 2009-2010 yılında Tahşiye grubuna üye olan kişilerin soruşturma işlemlerinde kasten delil uydurulduğu açıklandı.
Grup adına kasıtlı olarak algı oluşturulduğu da belirtilen iddianamede, soruşturma alt yapısının Fethullah Gülen´in emir ve talimatlarına göre kasıtlı bir şekilde oluşturulduğu da yer aldı.
Muş Ovası Gazetesi