Türkiyenin en büyük ovaları arasında yer alan ve taban suyu seviyesi oldukça fazla olan Muş Ovasındaki yapılaşma hızla sürüyor. Taban suyu seviyesinin yüksek olması sebebiyle depremde binaların hasar görme riski oldukça yüksek olmasına rağmen ve tarım alanlarının yok olmasına aldırış edilmeden Muş Ovasındaki yapılaşmanın sürdüğü gözleniyor.
Muşun birinci derece deprem bölgesi olmasına rağmen taban suyu seviyesi oldukça yüksek olan Muş Ovasında sürdürülen yapılanma aynı zamanda tarım alanlarını da tehdit ediyor. Uzmanlar, deprem konusunda en önemli hususun zemin etüdü olduğunu belirtirken, sulu ve yumuşak zeminlere bina yapılmaması konusundaki uyarıların dikkate alınmadığı gözleniyor.
Uzmanlar, Ova yerleşmeleri taban suyu seviyesinin yüksek olduğu alanlardır ve zemin sıvılaşması ile karşı karşıyadır. Bu düşünceden hareketle şiddetli bir depremde taraçalar üzerinde ve ovalarda kurulmuş olan yerleşmelerin zarar görme riskinin daha fazla olabileceği, depremden en az zararla çıkmanın amaçlandığı, plânlamalar sırasında göz önünde tutulmalıdır dediler.
Uzmanlar, Bilindiği gibi 17 Ağustos 1999 depremine kadar Türkiye’de geoteknik (zemin bilimi) konusu çok fazla önemsenmiyordu. Ancak deprem sonrasında arkasında binlerce ölü ve hasarlı bina kalması sonucunda geotekniğin ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. Türkiye’de eğitim seviyesinden kaynaklanan eksiklikten dolayı binalar bilinçsizce yapılıyor. Türkiye depremle iç içe yaşan bir ülke olduğu için bilimsel yöntemlere dayalı yapılar inşa etmelidir. Gerekli önlemeler alınmazsa gelecek yıllarda yaşanabilecek afetle birlikte on binlerce insanımız yaşamını kaybetmeye devam edecek. Zemin etüdü, yapı için uygun olan temel derinliğini ve temel tipini seçmek, zemin emniyet gerilmesini, yapının olası oturma miktarını, yapının temelinde oluşabilecek problemleri, yeraltı su seviyesini, zeminde iyileştirme gerektirecek durumlarda yapılması gereken uygulamaları belirlemek ve çevreye verilecek zararların belirlenerek oluşacak problemlerin çözülmesi için yapılır. Binalar tasarlanırken yük kolon ve duvarlar arasında doğru dağıtılmalı ve kolon ile kirişler uygun tekniklere göre yapılmalıdır. Kısa veya ince kolonlar binanın yıkılma riskini arttırır. Yer ve zemin şartları hakkında araştırma yapılarak, doğru miktarda ve kalitede inşaat malzemesi kullanılmalıdır. Binaların olası bir depremde yıkılmaması için, binanın yapılış amacı dışında bir amaçla kullanılmaması ve izinsiz kat yükseltilmemesi gerekir şeklinde açıklamalarda bulundular.
Muş Manşet Gazetesi