Muş’ta etkili olan kuraklık Muş Lalesi’ni de vurdu. Her yıl bu mevsimde Muş Ovası’nı kırmızıya bürüyen lale yağışların azlığı sebebiyle çok az miktarda çıkarken, kendisini gösteren lalelerin ise kısacık boyları kuraklığın etkisini gözler önüne seriyor.
Her yıl Muş Ovası’nı kırmızıya boyayan lale, bu yıl kuraklıktan nasibini aldı. Meşhur Muş Lalesi, mevsimin kurak geçmesi sebebiyle her yıl olduğundan çok daha az çıktı. Nisan ayının sonlarında çıkan ve yaklaşık 15 gün ömrü olan Muş Lalesi bu yıl kuraklıktan nasibini aldı. Mevsim normallerine göre yağışların az olduğu Muş’ta, önceki yıllarda kan kırmızı olan lale tarlaları bu yıl eski görüntüsünden uzak kaldı. Yılın kurak geçmesi lalelerin az olmasına neden olan ve yeterince tanıtımı yapılmayan lalenin kaderine terk edilmesi vatandaşları da kaygıya sevk ediyor. Kar yağışı ve soğuk geçen kış aylarından sonra havaların ısınması ile birlikte yeşermeye başlayan lale ovada müthiş bir manzara oluşturuyordu. Ancak bu yıl kuraklığın etkili olduğu Muş Ovası’nda, Muş Lalesi de kuraklıktan nasibini aldı. Muş’un tanıtımına büyük katkı sağlayacak, ekonomik gelir elde edilecek olan Muş lalesi ilgisizliğin beşiğinde.
Bahar aylarında Muş Ovasında yeşeren ve sadece 15 gün ömrü olan Muş Lalesi için daha önce Ankara Üniversitesi yetkililerince başlatılan çalışmaların ne aşamada olduğu merak ediliyor. Edinilen bilgilere göre araştırmacıların Devlet Planlama Teşkilatından bu iş ücret aldığı yönünde. Özellikle kentin kırsal bölgelerinde kendiliğinden yetişen Muş Lalesi, havaların ısınmaya başlaması ile çıkar. Genellikle Nisan Ayı sonları ve Mayıs Ayı başlarında 15 gün süre ile ovayı kırmızıya bürüyen Muş Lalesi yeterince tanıtılmıyor. Zambakgillerden olan Muş Lalesi, yapraklarının uzun ve mızraksı oluşu ve sapının üstünde tek bir çiçek bulunmasıyla bilinir. Geçmiş yıllarda başlatılan “Lale Festivali”nde bile gerekli tanıtım yapılamadı. Festivallerde bile tanıtılmayan Lalenin tanıtılması için yapılacak olan çalışmalar merak konusu haline geldi. Muş Lalesinin özellikleri hakkında Valiliğin resmi internet sitesinde yayınlanan bilgilerde tek bir çiçek bulunur. Çiçekler çok çeşitli renklerde olduğu gibi alacalıda olabilir. Muş lalesi ise kırmızı mızraksı bir yapıya sahiptir. Türlü renklerde güzel çiçekler veren lale bir süs bitkisidir. Anavatanı İlimizin de yer aldığı Batı Asya olan lale, ilk olarak anavatanı Türkiye’de yetiştirilmiş, bu arada bir hayli geliştirilmiştir. Bir döneme adını veren lale çiçeği ilk defa VI. YY. Yurdumuzdan Avrupa’ya götürülmüştür. Çiçeğin adı da Avrupa dillerine biçimi sarığı andırdığı için “Tülbent” sözünden gelmiş, laleye “Tulipe” denilmiştir. Yurdumuzda en çok VII. YY. lale yetiştirme işine büyük önem verilmiş, en güzel laleler İstanbul Saraylarının başlıca süsü haline gelmiştir. O zaman çiçek meraklılarının en büyük amacı görülmemiş renklerde yeni laleler yetiştirmekti. Her lale cinsinin bir ismi olurdu. O dönemlerde Avrupa’dan İstanbul’a çeşitli laleler getiriliyordu. Yüksek fiyatta alıcı bulan lale için zamanın hükümeti fiyat artışını durdurmak için narh koymak zorunda kalmıştır. Lalenin böylesine geniş bir yayılış alanı bulması süsleme sanatlarında, mimarlıkta, motif olarak kullanılmasını da sağlamıştır. Çeşme, cami ve türbelerde lale şekilleri işlenmiştir. Lalenin anavatanından olan İlimizde yanlış hasat ve tarım alanlarının genişlemesi ile lale alanları hızla daraltılmıştır. Muş lalesi hemcinsleri gibi soğandan yetişir. İlkbaharda Nisan sonu ile Mayıs başlarında çiçek açar 15 gün gibi kısa bir ömrü vardır. İşte bu dönem içerisinde nefesleri kesecek güzellikte bir manzara oluşur. Kışın lale soğanları soğuktan kaçarak toprağın derinliklerine çekilirler her soğandan bir tek lale çıkar. Muş Lalesi özeliğini kaybetmemiş, fakat lale bitkisinin soğan yaprak ve çiçeklerinde kalbe etki eden Tulip alkoloidinin bulunması nedeni ile soğanları ile birlikte hasat edilmiştir. Ayrıca tarım alanlarının genişlemesi ile lale alanları hızla azalmıştır. Çiçek tohumundan lale yetiştirilmesi 3–6 yıl gibi bir sürede çiçek verdiği göz önüne alınarak Muş Lalesinin yok olmasını önlemek üzere lale alanları koruma altına alınmıştır. İlki 2000 yılında olmak üzere lale festivali her yıl 29–30 Nisan tarihlerinde yapılmaktadır. Topkan Haber Ajansı