Halk arasında yaygın olarak baharın müjdecisi olarak bilinen sıcaklığın artması olayına cemre deniyor. Kor halindeki ateş manasına gelen cemre sayısısın 3 olduğuna inanılır.
Cemrenin ilki 20 Şubat’ta havaya, ikincisi 26 ila 27 Şubat’ta suya ve üçüncüsü de 5 ya da 6 Mart’ta toprağa düşer. Her cemrenin düşüşüyle hava sıcaklığı artar, cemrelerin arasında ise sıcaklıkta küçük bir düşüş görüldüğü belirtilir.
Kış mevsimin soğuk yüzünü gösterdiği Muşta yağışların bu yıl bir hayli fazla olduğu dikkat çekti. Hava sıcaklığının gündüz eksi 8-10 derece olduğu son günlerde geceleri ise eksi 15-20 derece arasında değiştiği gözlendi.
Kar yağışının bu yıl bir hayli fazla olduğunu kaydeden vatandaşlar, şehir merkezine yaklaşık 4 metre, kırsal bölgelerde ise yer yer 6-7 metreyi bulan yağışla karşılaştıklarını söylediler. Kışın tam anlamıyla bu yıl hüküm sürdüğünü ifade eden vatandaşlar, özellikle kırsal bölgelerdeki vatandaşların ve şehir merkezinde de sobalı evlerde yaşayan insanların kıştan daha çok etkilendiklerini söylediler.
Cemrenin diğer bir manası da Müslümanların hac sırasında Mina vadisinde attığı taşlardan meydana gelen yığına denir. Divan şairlerinin, cemre zamanlarında baharın gelmesi dolayısıyla önemli kişilere yazdıkları övgü şiirlere de ‘Cemreviye’ adı verdikleri bilinir.
Meteorolojik bir olay cemre, takvimlerde ilkbahardan önce birer hafta aralıkla havaya, suya ve toprağa düştüğü inanılan ışıl güç veya sıcaklık yükselmesi olarak tanımlanıyor. Cemre sözcüğünün sayılı günlerin, takvim klimatolojisine nasıl girdiği bilinmiyor. Ancak, cemrelerin, yılın 180 gün süren soğuk yarısı olarak ayırt edilen Kasım döneminin 100. gününden sonra, sıcaklığın yükselmesiyle ilgili gözlem birikimini, kora benzetilen bir enerji kaynağıyla açıklama düşüncesinden kaynaklandığı söylenebilir. Saatli Maarif Takvimi’ne göre, cemre düşüşleri genellikle fırtınalı geçiyor ve yurdun pek çok yerinde kar yağışı görülüyor. Üçüncü cemrenin ardından da baharın geleceği kabul ediliyor.
BİLİMSEL OLARAK ISINMA NASIL OLUR?
Güneş ışınları atmosferi doğrudan ısıtmaz. Yer yüzeyi güneş ışınlarını yutarak önce kendi ısınır, sonra atmosfer ısıtır. Yüzeydeki hava ısındıkça, yüksekteki havadan daha az yoğun hale gelir. Isınan hava yükselir ve daha soğuk olan hava çöker. Yükselen hava, genişler ve soğur. Su buharı, bulut damlacıkları şeklinde yoğunlaşarak, hal değişim ısısından dolayı, havanın ısınmasını sağlar. Bu sırada dünya karbondioksit ve su buharı tarafından yutulup tekrar yayınlanan kızılaltı ışınları yayınlar. Gazların yoğunluğu, dünya yüzeyinde daha az olduğundan yutma işleminin büyük bir kısmı, yüzeye yakın katmanlarda gerçekleşir. Dolayısıyla atmosferin alt tabakaları aşağıdan yukarı doğru ısıtılmış olur.
Muş Manşet Gazetesi