Kar Şenlikleri için Muş’a gelen, bir çok kurum ve kuruluşu ziyaret eden, Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı, gazeteciler, şairler, yazarlar bulunan heyet, Elazığ’a döndükten sonra, Muş’taki anılarını basına yansıttılar. Muş’a ve Kayak Evi’ne hayran kalan Elazığ heyeti, Fırat Televizyonunda da Muş’a geniş yer verdi. Heyette bulunan Hadi Onal’ın Muş ile ilgili hayranlık kokan yazısı, Elazığ Nurhak, Elazığhaber ve Kanal 23 sitesinde yayınlandı. Hadi Önal’ın Muş için yazdığı ve Elazığ basınında yankı uyandıran yazısında;
“ELAZIĞ DAN MUŞ LU KARDEŞLERİMİZE SELAMLARIMIZ VAR
Yollar; kimini kimine yaklaştırır, kimini kiminden uzaklaştırır. Eve, okula, dosta doktora, askere, tatile onlarla gidilir. Yollar, kimi zaman hasretin kavurduğu bedenleri birleştirir kimi zaman da zehirli bir ağıtı söyletir ta yürekten. Mevsimlerin değişen özelliklerini ve güzelliklerini insan beynine nakşeden yollar; köyleri, şehirleri, ülkeleri, kıtaları bağlar biri birine. Yol varsa yolcu da olacak elbet ve yolcunun tatlı telaşı yollara düşmeden önce… İşte biz 20 Şubat 2009 da Doğu Anadolu nun iki şehrini- biri lalenin diğeri şiirin başkentini birbirine bağlayan yollara düşmeden önce yolun ve yolculuğun yoğun telaşını ve heyecanını yaşıyoruz arkadaşlarımızla birlikte. Anadolu yu Türklere ebedi yurt yapan Malazgirt Meydan Savaşı nın yapıldığı coğrafyaya, lale şenlikleri ile baharı kucaklayan, kışın karını şenliklerle güzelleştiren 49. ilimiz Muş a gidiyoruz. Genç dinamik, çalışkan, kararlı, tuttuğunu koparan, geniş ufku ile önemli projelere imza atan misyon ve vizyon sahibi Muş Valisi Erdoğan Bektaş ın davetlisiyiz. Elazığ ın Kültür ve Gönül Evi Manas taki tatlı heyecan ve telaşın bütün sebebi bu. Geçen yıl doya doya yazını yaşadığımız, güzelliklerini gözlerimize içirdiğimiz; samimi, candan bir o kadar da duygulu insanlarının, dostluklarını kalplerimize kazıdığımız Muşlu nun ve Muş un kışını yaşayacağız. Bu yıl Muş- Kar Şenlikleri nin 4 üncüsü yapılacak. Kış yolu, hele de bu kış yolu Muş yolu olunca insan biraz ürpermiyor, korkmuyor dersem yalan olur. Öyle ya Bingöl yaylasını aşacağız, dağlara tırmanacağız. Önümüzde Kuruca geçidi var, Buğlan geçidi var. Hani bu geçitlerle kalınsa iyi; mevsim kış ya! Kar var, buz var, çığ var, sis var… Erken davranmak gerek. Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Kürüm: ” Haydi arkadaşlar!” diyor, “Yolcu yolunda gerek.” Saatler 9.30 gösteriyor ve biz, Muş Valiliğinin Elazığlı gönül dostlarına tahsis ettiği minibüsle Elazığ dan ayrılıyoruz.
Manas ın süvarisi Şener Bulut un Muşlu şoförümüz Nizamettin Yaman a verdiği müzik kasetinden yükselen Harput Müziği nin tatlı nameleri, mahmurluğun yanı sıra yol korkusunu da üzerimizden atıyor. Karakoçan ı arkamızda bırakıp da Sarıcan tepelerine doğru yol alırken kış, bütün şiddetinin ve heybetinin yanı sıra bembeyaz yüzü ile de gülümsüyor bize. Kuruca Geçidi 1750 metre. Gözlerimiz, kış mevsiminin doyumsuz manzaralarını kare kare resmederken uzaktan yakından gelinliğini giymiş binlerce ağaç, hafif esen rüzgârlarla adeta el sallıyor bize. Önümüzde kıvrılarak uzayan yoldan az önce geçen arabanın teker izlerini belirsizleştirmek gayreti ile savrulan kar tanelerinin aceleciliği dikkatlerimizden kaçmıyor. Eşsiz güzellikler, hızlı bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden kaybolurken her dönemeçte kışın apayrı bir panorama kendisini beğendirmek için karşılıyor bizi. Şimdi, Elazığ Bingöl kara yolunun Bilaloğlu mevkiindeyiz. 24 Mayıs 1993 tarihinde Malatya dan birliklerine giderken, PKK lı teröristlerce yolları kesilen ve otobüsten indirilip kurşuna dizilen 33 erin şehit edildikleri yer burası. Şehitlerimizin anıt mezarlarının başında; bu ülkenin birliğini, dirliğini ve devamlılığını sağlamak için toprağa düşen vatan evlatlarının ruhlarına Fatiha hediye etmek için ellerimizi gökyüzüne açıyoruz. Bingöl DSİ Şube Müdürü Mühendis Kemal Tartar sıcak bir tebessümle karşılıyor bizi. Niye DSİ diye sormayın! Muş Kar Şenlikleri ne giden kafilenin içerisinde Elazığ DSİ 9. Bölge müdürlüğünde çalışan Manas ‘ın gönül gözlü insanlarından araştırmacı yazar, Zekeriya Bican da var. İkram edilen sıcak çayı yudumlarken Bingöl de DSİ nin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi alıyoruz Mühendis Kemal Tartar dan.
Gün Cuma, saat 11.30. Abdestimizi alıyor ve Bingöl Sanayi Mahallesindeki caminin yolunu tutuyoruz. İmam, İslam kardeşliği üzerine sürdürdüğü hutbesinde bu coğrafyada huzurlu yaşamanın olmazsa olmazının birlik, bütünlük ve kardeşlikten geçtiğini söylüyor. Bingöl, Solhan arasında pek fazla kar yok. Yer yer karın beyazlığını rüzgârın yardımı ile üzerinden atan meşe ağaçlarının karanlık koyu yeşilliği bir başka güzellik oluyor ve okşuyor gözlerimizi. Solhan dan sonraki geçit Buğlan Geçidi. Sis burada öylesine yoğun ki değil çevremizi görmek arabanın önünü görmekte dahi zorlanıyoruz. Muş ovası, Türkiye nin üçüncü büyük ovası… Menderesleri ile dünya harikası bu ovanın tek derdi satıh suyunun fazlalığı. Burada çiftçi, suyun fazlalığından şikâyetçi. Nasıl şikâyet etmesin ki bekleyecek sular çekilsin. Suyun çekilmesi de yazın ortalarına doğru ancak gerçekleşirmiş. Baharı, nazenin lalesi ile selamlayan şimdilerde ise kışı kucaklayan Muş ovasında ilerliyoruz. Karın göz kamaştıran beyazlığı hafif sisle birleşince çok uzakları görmek imkânsızlaşıyor.
Arabamız, kontrol amacı ile durduruluyor. Burası Yaygın. Muş ovasına serpiştirilmiş yerleşim alanlarından biri. Şoför, Muş a Kar Şenliklerine davetli götürdüğünü, aracın içerisinde şair ve yazarların olduğunu söylüyor. “Öyleyse” diyor Astsubay Kamil Düzgün, “Bize kitap verin, burada en çok ihtiyaç duyduğumuz şey kitap.” Büyük bir memnuniyetle beraberimizde getirdiğimiz kitapları imzalayarak hediye ediyoruz. Aracımız, dümdüz uzayan yolda şimdi daha da süratli… Muş girişindeki tabelanın önünde resim çektirelim diyorlar, iniyoruz araçtan.
Gece kalacağımız DSİ Sosyal Tesislerinde fazla oyalanmıyoruz. Muş Valisi Erdoğan Bektaş ın bizi beklediği haberini can dost Muş Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Bülent Solmaz dan alıyoruz. Kendilerini Elazığ’dan tanıdığımız bu gani gönüllü Vali Bektaş, bizi çok sıcak karşılıyor. Heyetteki her insanla ayrı ayrı ilgileniyor, hal hatır soruyor. Elazığ la Muş arasında kurulan gönül köprüsünün mimarı bu güzel insanla yaptığımız sohbette söz Muş Kar Şenlikleri ne gelince “Hazar Kayak Merkezi ne durumda?” diye soruyor. Kendisinin Hazar Kayak Merkezi ile 2000 yılında Elazığ da gerçekleştirilen Ekonomik Kurultayında emeğinin çok olduğunu söylüyor. Özellikle Türk dünyasına mensup ülkeler arasında duygu ve gönül köprüleri kurarak dostluk bağlarını kuvvetlendirmek, sosyal, kültürel ve iktisadi alanlarda yeni açılımlara zemin hazırlamak gibi büyük bir idealin yoğurarak şekillendirdiği Hazar Şiir Akşamları nı soruyor. Bilgi veriyoruz kendilerine Muş Valisi Erdoğan Bektaş ı oldukça heyecanlı bir o kadar da kararlı görüyoruz. Alpaslan Üniversitesinin açılmasının Muş a ve Muşlulara büyük umut verdiğini Erdoğan Bektaş ın konuşmalarından çıkartıyoruz. Vali Bektaş, bu yıl yapılacak olan 26 Ağustos Malazgirt kutlamaları ile birlikte 26 fabrikayı Muşlulara hediye edeceklerini söylerken gözlerinin içi gülüyor. Halkı ile kaynaşmış, yüreği halkı için çarpan Vali Bektaş ile Muş un ve Muşluların çok şey kazanacağına olan inancımız tazeleniyor. Valilik konağından ayrılmadan önce beraberimizde getirdiğimiz kitapları hediye ediyoruz. Özel İdare İş Hanında faaliyette bulunan Genel Yayın Yönetmenliğini Bülent Toplu nun yaptığı FM49 radyosunu ziyaret ediyoruz. Burada gerçekleştirilen canlı yayında Muş-Elazığ kardeşliği vurgulanıyor. Heyetteki her arkadaşımız bu çerçevede duygularını dile getiriyor, şiirlerini okuyorlar. Muş Valiliğinin himayelerinde Muş İli Özel İdaresi Genel Sekreteri Ali Edip Budan ın büyük gayretleri ile bu yıl dördüncüsü düzenlenen Muş Kar Şenlikleri Saat 17.30 da Muş Kültür Merkezinde düzenlenen program ile başlıyor. Vali Erdoğan Bektaş ın açış konuşmasının ardından uluslararası üne sahip Muşlu Fotoğraf Sanatçısı Adem Sönmez’in fotoğraf, Nedim Ensarioğlu nun hat sanatı sergilerinin açılışı yapılıyor. Verilen kokteyl in ardından Milli Eğitim Müdürlüğü nün düzenlemiş olduğu resim yarışmasında dereceye giren öğrenciler ödüllülerini alıyorlar.
Sırada şiirin ve müziğin iç içe işlendiği Elazığ “Kürsübaşı” müzik ve şiir programı var. Baştan sona Elazığ dan gelen grubun gerçekleştirdiği bu sanat etkinliği iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde küçük bir şiir şöleni ile Muşlu kardeşlerini selamlıyor Elazığlı şairler. Sunuculuğunu üstlendiğim faaliyetin bu ilk bölümünde sırası ile Manas ın gönül gözlü şairleri: Günerkan Aydoğmuş, R.Mithat Yılmaz, Fadıl Karlıdağ, Mehmet Şükrü Baş, Mahir Gürbüz ve Zekeriya Bican sahneye davet ediliyor. Davet edilen her kişi duygularının yanı sıra şiirlerinden de örnekler veriyor. Elazığ Belediyesi Kültür Müdürlüğü Kürsübaşı Korosu sahne alıyor şairlerin ardından. Birbirinden güzel Harput Türkülerinin seslendirildiği bu bölümün ortalarına doğru Elazığ heyeti ile birlikte gelen saz ve ses sanatçıları Nihat Kazazoğlu ve Doğan Sever sahneye davet ediliyor. Elazığ Belediyesi Kültür Müdürlüğü Kürsübaşı Korosunun sunduğu konser “Yemen Türküsü” ile sona eriyor. 21 Şubat 2009 Muş Kar Şenliklerinin ikinci günü. Erken uyanıyoruz. Sosyal tesislerde kahvaltı yaparken dışarıda alabildiğine kar yağıyor. İçimizdeki çocuğun çağrısına daha fazla direnemiyor dışarı çıkıyor başlıyoruz koca koca adamlar çocuklar gibi kartopu oynamaya. Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden Mehmet Kılıç ile Mehmet Demirelli bu sahneyi kaçırmak istemiyor. Biri kamerayı ustalıkla kullanırken diğeri fotoğraf makinesinin deklanşörüne basıyor ard arda. Manas Süvarisi Şener Bulut un ikazı gecikmiyor. “Arkadaşlar” diyor, ” İşimiz çok, basın kuruluşlarını ziyaret edeceğiz.” Şener le yola çıktın mı koşturacaksın, bunu iyi bildiğimiz için sesimiz çıkmıyor.
Muş Basını denince akla “Toplu Ailesi” geliyor. Yıllarca bu coğrafyanın sesi olan, hizmetleri ile Muş a hayat veren Abdulhadi Toplu nun üçüncü kuşaktan aile fertleri şimdi Muş basınının gelişimi için gayret gösteriyorlar. Muş Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Bülent Solmaz’la birlikte 30 Nisan, Muş’un Sesi, Günaydın Muş, Şark Telgraf, Muş Ekspres gazetelerini ziyaret ediyoruz. Muş Basınının güzide isimlerindenCevat Danış, Mustafa Söylemez Muş’u ve Kar Şenliklerini, Alpaslan Üniversitesi’ni, Muş turizmini konuşuyoruz. Hemen hepsi umutlu, yarınların daha aydınlık olacağı inancı içerisindeler. Aşçı Bahri Sönmez, Muş’a özgü yemekleri tanıtırken doğrusu şaşırıyoruz. Bu kadar çok çeşidin lezzeti nasıl olur diye birbirimizin yüzüne bakıyor ve muhteşem görüntüleri ile gözlerimizi okşayan yemeklerden bir an önce tatmak istiyoruz. Doğrusu konuksever Muş halkının mutfağı da oldukça zengin. Muş ovasının doğal, değişik, kendine özgü ürünlerinden yapılan yemeklerin görüntüsü kadar tadı da bir başka güzellikte. Muş Özel İdare Genel Sekreterliğince organizasyonu yapılan ve Muş Belediye Meydanı’nda başlayan yürüyüşe Vali Erdoğan Bektaş, Cumhuriyet Başsavcısı Feridun Süzer, İl Özel İdare Genel Sekreteri Ali Edip Budan, Emniyet Müdürü Şükrü Rafet Mert, Muş Müftüsü Dursun Ali Şeker ve çok sayıda vatandaş katılıyor. Büyük boyutlu Ay-yıldızlı bayrağın taşındığı yürüyüş yağan kar altında, Muş Valilik Konağı önünde sona eriyor. Burada Vali Erdoğan Bektaş, kısa bir konuşma yapıyor ve kar yağışı altında yürümekten büyük keyif aldığını söylüyor. Kayak gösterilerinin yapılacağı merkeze bağlı Güzeltepe köyü mevkisinde bulunan Muş Kayak Merkezi’ne hareket ediyoruz. Kayak merkezi, Muş merkezine sadece beş kilometre uzaklıkta. İki teleferiği, hizmet binaları ve muhteşem pisti ile çok büyük bir gelecek vaat ediyor Muş kayak Merkezi. Her yan cıvıl cıvıl burada. Çocukların yanı sıra yetişkinler de içlerinde hapsettikleri çocukluklarını yaşıyorlar doyunca. Kar üstünde yapılan güreşler, finali yapılan voleybol müsabakası, gençlerin kar evi inşa çalışmaları ve elbette teleferiklerle iki ayrı koldan dağa tırmanarak kaymanın o eşsiz zevki. Bu güzel yurt köşesini arkamızda bırakırken yurdumuzun güzelliklerini yeterince tanımıyor ve değerlendiremiyoruz diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Dört iklimle birlikte yetmiş rengi bir arada bulunduran yurdumuzun güzelliklerinin farkına varanlara, bu güzellikleri insanlarının ve insanlığın hizmetlerine sunanlara ne kadar teşekkür etsek azdır” denildi. Muş Ovası Gazetesi
