Eğitim Sen Muş Şube Başkanı Nimet Sezgin ek ders yönetmeliğine ve ilimizdeki uygulamalara sessiz kalmayacaklarını söyledi. Ek ders yönetmeliğini eleştiren Eğitim Sen Muş Şube Başkanı Nimet Sezgin, yapmış olduğu açıklamada Muş’taki uygulamalara karşı sessiz kalmayacaklarını ifade etti. Sezgin, “İnsanca yaşanır bir ücret almamız gerekirken her geçen gün daha da yoksullaşmaktayız. Ücretlerimiz enflasyon karşısında erimektedir. Geçim sıkıntısı her gün daha da artmaktadır. Dün SSGSS ve SGS ses çıkarmayanlar, mezar da emekliliğe hayır diyemeyenler, eğitim de uzman, baş, Vekil, sözleşmeli ve kadrolu öğretmen olarak sınıflara ayrılmasına sessiz kalanlar ek ders yönetmeliğine de ses çıkaramayacaklar. İşte buradan yola çıkarak her gün bizi tamamen haklarımızdan yoksun bırakıyorlar. Buradan kamuoyuna sesleniyoruz; bütün bu yasalara karşı demokratik tepkilerimizi göstermek zorundayız” diye konuştu.
Eğitim Sen Muş Şube Başkanı Nimet sezgin yapmış olduğu basın açıklamasında, “Son çıkan idareci atama yönetmeliğinde takdir ve teşekkürlerin idareci atamalarının puan hesaplamalarında büyük avantaj sağladığı için İlimizde 46 ay görev yapan eski valimiz Sayın İbrahim Özçimen giderayak takdir ve teşekkür dağıtmıştır. Bir takdir ödülü puanının 50 (elli) hizmet yılına denk düştüğünü belirtmemiz, söz konusu ödüllerin hangi amaçla verildiğini ortaya koymaktadır. Eğitim-Sen olarak başarılı idarecilerin ödüllendirilmesini elbette destekliyoruz. Tabi ki biz başarılı olan herkesin ama herkesin ödüllendirilmesini istiyoruz. Fakat bu şekilde değil. Başarı kriterleri ve normları neye göre belirlendi onu bilmiyoruz ama giderayak ulufe dağıtır gibi ödüllerin dağıtıldığına inanıyoruz. Eğer kriter Başarı ise; neden atletizmde dünya birinciliğini kazanan Rekabet Kurumu Lisesine verilmedi. Örnekler çoğaltılabilinir. Ya da eğitim ve öğretim içerisinde bir çok görevlendirme yapıldı, neye göre yapıldı, bütün bunlar eğitim camiasının vicdanında değerlendirilecektir. Adalet, eşitlik, liyakat, hukuk herkese lazımdır. Herkes bunun gereklerinin yerine getirmiş olsaydı kendi yandaş ve çevresine imtiyaz tanımamış olsaydı eğitim camiasının yaşadığı tüm sorunların çözülmesi çok daha kolaylaşacaktı. İşte bu noktada Sayın Mülki İdare Amirlerimizin Takdir, Teşekkür ve maaşla ödüllendirmede tarafsız davranmadıkları, bireyin bir takım aidiyetlerini dikkate alarak kendine en yakın olanlarını ihya ettikleri ortadır. Her hafta köy okullarına gidiş ve geliş için 75 (yetmiş beş) ve 100 (yüz YTL) ödeyen öğretmenlerin lojman sorunu neden çözülmüyor. Neden ekonomik olarak bunlar mağdur ediliyor. Okulların durumu içler acısı. Daha bir yıllık bitimi tamamlanmış okullar harap bir durumda eğitim ve öğretim görülemez biçimdedir. İşte size Yaygın Pansiyonlu Lisesi; gidin görün ve değerlendirin. Promosyonlar konusu tam bir yazboz tahtasına dönüşmüştür. Bütün iller paralarını alıp harcarken bizim ilimiz bu paralar ile kendi odalarını lüks hale getirdiler. Lcd ekran televizyonlar aldılar. Oysa okullarda anket düzenlediler ve öğretmenlerin büyük bir kesimi bu paraların kendilerine ödenmesini istemişti. O zaman anketti niçin yaptınız. Bunun açıklanması gerekir. Bu promosyonların akıbetti nedir bunun açıklanması gerekir. Biz eğitim sen olarak bütün bunların takipçisi olacağımızı bildiriyoruz. Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim emekçilerinin kazanılmış haklarını gasp etmekte sınır tanımıyor. Bakanlar Kurulunun yeni kararı ile sevk alan eğitim emekçilerinin ek ders ücretlerini gasp eden düzenlemeye geri dönüldü. Hükümetin ek ders ücretlerine yönelik gaspçı tutumu yeni değildir. Bilindiği gibi hükümet 2006 yılının sonunda aldığı bir kararla ders ve ek ders ücretlerini düzenleyen esasları değiştirmişti. Yapılan değişiklikle, sevk alan sınıf öğretmenlerinin, sadece sevk aldıkları günkü ek ders ücreti değil, 7 saatlik ek ders ücreti kesilmeye başlandı. Oysa değişiklikten önce bu, 3 saatlik bir kesintiydi. Sendikamız bu açık hak gaspını kabul etmeyerek hem yargı yoluna başvurdu hem de örgütlü tepkisini göstererek 25 Nisan 2007 tarihinde iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. İş bırakma eylemimizle sevk alınan bir gün için yedi saatlik ek ders ücreti kesintisine son verilmesini, eskiden olduğu gibi sevk alınan gün kaç ek ders varsa onunla sınırlı kesinti yapılmasını talep ettik. 25 Nisan’daki iş bırakma eylemimiz ve hukuki mücadelemiz sonucunda, Bakanlar Kurulu bu gaspçı düzenlemeden geri adım atmak zorunda kaldı. 21 Temmuz 2007’de yapılan değişiklikle, mili bayram kutlamalarına katılan öğretmenlere ek ders ücreti verilmesinin yanı sıra ayda dört defayı geçmemek üzere alınan sevklerde ek ders ücretinin kesilmesine son verildi. Şimdi aradan daha bir yıl bile geçmeden, yeni bir Bakanlar Kurulu kararıyla bu düzeltme geri alınmıştır. Son Bakanlar Kurulu Kararı’yla 21 Temmuz düzenlemesinde yer alan “bir ayda dört günü geçmemek üzere ayakta tedavi nedeniyle” ibaresini metinden çıkarılarak eğitim emekçilerinin ek ders ücretleri bir kez daha gasp edilmiştir. Hükümet bu uygulamayla eğitim emekçilerinin ek ders haklarını budamakla kalmamakta, sağlık haklarına ket vurmaktadır. Bakanlar Kurulu’nun ek ders ücretleri ile ilgili bu tutumunu şark kurnazlığı ve emekçi karşıtlığından başka bir şeyle açıklanamaz. Her fırsatta emekçilerin kazanılmış haklarına göz diken hükümet, önce eğitim emekçilerinin ek ders ücretlerini büyük ölçüde gasp eden bir düzenleme getirmiş, karşılaştığı tepki sonucunda geri adım atmıştı. Öğretmenlerde infial yaratan bu düzenlemeyi tam bir şark kurnazlığı ile seçimlerden bir gün önce değiştirmişti. Ve daha aradan bir yıl geçmeden yeni bir kararla seçim öncesi yaptığı düzeltmeyi ortadan kaldırıyor ve eğitim emekçilerinin ek ders ücretlerini yeniden gasp ediyor. Şu çok iyi bilinmelidir ki, hükümet emekçilerin haklarını gasp etmede ne kadar kararlı ise, eğitim ve bilim emekçilerinin örgütlü gücü Eğitim Sen, bu haklara sahip çıkmada çok daha kararlı bir tutum içinde olacaktır. Hükümeti bu haksız uygulamadan en kısa zamanda geri dönmeye çağırıyoruz. Aksi taktirde eğitim emekçilerinin ek ders ücretleriyle birlikte sağlık haklarını da kısıtlayan bu hukuksuz düzenlemenin iptal edilmesi için yargıya taşıdık Ayrıca örgütlü gücümüzle eğitim ve bilim emekçilerinin kazanılmış haklarını savunmaya devam edeceğiz”.