Muş Valisi Seddar Yavuz, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında makamında tebrikleri kabul etti. Ardından Farabi İmam Hatip Ortaokulu önünde devam eden törende Vali Seddar Yavuz, İl Garnizon Komutanı Piyade Kurmay Albay İsmail Işık ve Belediye Başkanı Feyat Asya, katılımcıların bayramını kutladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın göndermiş olduğu mesajı okundu.
Daha sonra günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Vali Seddar Yavuz, bugün milletin yeniden dirilişinin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun 92. Yıldönümü olduğunu söyledi. Yavuz, Cumhuriyeti kuran Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, şehit ve gazilerimize bir kez daha minnet şükran ve saygılarımızı sunuyor, rahmetle anıyoruz dedi.
Osmanlı İmparatorluğundan örnekler veren Vali Yavuz, Aziz milletimiz tarih boyunca dünya medeniyetinin çok önemli ve saygın bir üyesi olarak her alanda insanlığın hizmetinde bulunmuştur. Evrensel bir Türk imparatorluğu olan Osmanlıyı kurmuş ve dünyayı yönetmiş, adaletin hukukun ve inançlara saygının en güzel örneklerini vermiş, farklı ırktan, dilden, dinden ve kültürden toplumları barış ve huzur içinde yaşatabilmiştir; bu nedenle her Türk vatandaşı ecdadıyla ne kadar gurur duysa azdır ifadelerini kullandı.
Vali Yavuz konuşmasının devamında, Avrupa’da başlayan sanayi devrimi, başta üretim, biçimi olmak üzere, sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel ve askeri sonuçlar doğurmuştur. Sanayi devrimini gerçekleştiren ülkeler hızla
Zenginleşmiş, oluşan sermaye birikimi dünyadaki siyasal yapıyı da derinden etkilemiş ve sömürgecilik hızla yayılmıştır. Osmanlı imparatorluğu sanayi devrimini gerçekleştiremeyince her geçen gün gücünü kaybetmiş, yapılan reformlar ise sorunların çözümüne çare olamamıştır. Özellikle sanayideki icatların askeri alanda kullanılması ve bunun savaşlar sırasında Osmanlıya yöneltilmesi, imparatorluğun çöküşünde önemli bir rol oynamıştır. Dünyada meydana gelen bu fevkalade hızlı değişim 1. Dünya Savaşı ve değişimin dikte ettiği şartlar Osmanlının parçalanması ve ülkemizin işgali ile neticelenmiştir.
Özellikle gençlerimiz tarih bilincine sahip olmalı ve şunu iyi bilmeliler ki; Yüce Milletimiz Atatürk’ün önderliğinde cihat ruhu ve iman kuvvetiyle şahadet şerbetini gül bahçesine girercesine içerek bu aziz vatanı düşman işgalinden kurtarmıştır. Mehmetçik bilir ki, bu aziz millet bilir ki, şehitler ölmez, şehitlerimiz her an bizimle, çünkü yüce Allah Kuran-ı Kerim’de Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, bilakis onlar diridirler. buyuruyor.
Bütün İslam coğrafyasını etkileyen emperyalistlerin bitmez tükenmez açgözlülüğüne top yekûn cevap veren bu necip millet; Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde 19 Mayıs 1919da başlayan destansı kurtuluş mücadelesi sonunda 29 Ekim 1923 tarihinde hür ve bağımsız bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur. Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran irade; demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak cumhuriyetin temel niteliklerini de belirlemiştir. Bu irade, Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olduğu, eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğunu temel ilke olarak benimsemiştir.
Etnik kökeni, siyasi ve felsefi düşüncesi ne olursa olsun vatandaşların kanun önünde eşit olduğunu ve hiç kimse tarafından ayrım yapılamayacağını anayasal güvence altına almıştır. Cumhuriyet, egemenliğin kaynağının kayıtsız ve şartsız milletimizin olduğu prensibinden hareketle, kendisinin hür iradesiyle seçeceği temsilciler vasıtasıyla yönetme imkânını sağlamıştır. Bu sayede teba olmaktan kurtulmuş seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur; bu vasıfları nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir cumhuriyettir. Çoğulcu, katılımcı, özgür seçimlerin yapıldığı bir rejimdir. Hukuk devleti sayesinde tüm vatandaşlar hem bireylere hem de devlete karşı hukuk devletinin sunduğu tüm hakları kullanır olmuştur. Hak arama, yol ve yöntemleri bir lütuf olarak değil bir hak olarak tanınmıştır. Hukuk devleti prensibi vatandaşlar arasında eşitliği sağlamıştır. Farklı hukuk sistemleri ortadan kaldırılarak tek bir hukuk sistemi benimsenmiştir. Laiklik prensibi ile devlet işleri ile din işleri birbirinden ayrılırken aynı zamanda herkesin din ve vicdan özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Hiç kimse dini inancını felsefi düşüncesini açıklamaya zorlanamaz ve bu inançları nedeni ile kınanamaz. Bu nedenledir ki Türkiye’de yaşayan herkes ibadetlerini özgürce yapabilmektedirler. İnançların ve zevklerin tartışma konusu yapıldığı hiçbir toplum barış ve huzuru yakalayamaz. İşte laikliğin bize sunduğu en önemli fayda inançların sadece ait olduğu kişiyi ilgilendirmesidir. Sosyal devlet prensibi ile de bireylerin eğitim, sağlık, istihdam, emeklilik gibi konularda korunması ve zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması hedeflenmiştir diye konuştu.
Türkiyede son 10 yılda gurur verici kalkınmaların olduğunu vurgulayan Vali Yavuz, Ülkemizde son 10 yılda gurur verici kalkınma ve gelişme hamleleri yaşanmış, toplumsal refah tüm vatandaşlarımızı kapsar hale gelmiştir. Türkiye’miz jeopolitik konumu nedeniyle dünyanın önemli bir güç savaşına sahne olmaktadır. Bu vahşi savaştan güçlenerek çıkmak için birbirimizi daha çok sevmeye, milli kültürümüzü yaşatmaya, birlik ve beraberlik içinde olmaya ihtiyacımız var. Türkiye 78 milyon vatan evladını kucakladığı gibi Ortadoğuyu, Balkanları ve Kafkasları da aynı sevgi ve uzak görüşlülükle kucaklamakta, gözü kulağı ve kalbi olmaya devam etmektedir. Çünkü bu bölgeler Türkiye’nin doğal nüfuz alanıdır. Aynı inanç ve kültürü paylaşmaktadır şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmalardan sonra öğrenciler günün anlam ve önemini belirten şiirler okudu. Ardından Cumhuriyet Koşusu ve diğer yarışma dallarında dereceye giren öğrencilere ödüller verildi.
Tören geçişinin ardından Vali Seddar Yavuz ve eşi ile protokol üyeleri öğrencilerle bir araya gelerek hatıra fotoğrafı çektirdiler.
Muş Manşet Gazetesi