Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Muş Milletvekili Faruk Işık, Brüksel’de düzenlenen Avrupa Karma Parlamento Komisyonu’nun genel kongresine katılarak Türkiye’yi temsil etti.
Toplantıda kongre üyelerine hitap eden Faruk Işık, AK Parti’ye birlikte Türkiye’nin bir demokrasi yolculuğuna çıktığını söyledi. Demokrasi yolculuğunun başarılı bir şekilde devam ettiğini belirten Işık; “Türkiye özellikle son 9 yılda insan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda kapsamlı ve yoğun bir reform süreci yaşamış ve bu anlamda ‘sessiz bir devrim’ gerçekleştirmiştir. Gerçekleşen reform süreci iki aşamalı olarak sürdürülmektedir. Sürecin ilk aşaması, iç hukuk çerçevesini insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi uluslararası ilkeler ve standartlara uyumlu hale getirmeyi hedeflerken, ikinci aşaması, bu yeni hukuksal çerçeveyi tam olarak uygulamaya koymayı hedeflemektedir” dedi.
Alman Parlamenter üye Mr. Jurger Klute’nin, Türk heyetine; AK Parti hükümetinin Kürt sorununun çözümü konusunda ne tür çalışmalar yaptığı ve çözümün neresinde olduğu şeklindeki sorusunu cevaplandıran Işık; “Kürt sorunu çok karmaşık ve uzun süreli bir sorundur. Çözümü de bir veya birkaç hamle ile sağlanacak bir sorun değildir. Bu kadar ciddi bir sorun konusunda yürütülen tüm çalışmaların burada 5-10 dakikalık konuşma ile ifade edilmesi mümkün değildir” diye konuştu.
Kürt sorunuyla ilgili yapılan çalışmalara değinen Işık sözlerini şöyle sürdürdü; “1990’lı yıllardan bu yana özellikle AK Parti’nin iktidara gelişinden itibaren Kürt sorunu hakkında sayısız raporlar hazırlanmış ve çalışmalar yapılmıştır. Bu raporlarda ve çalışmalarda birçok teklif ve öneri dile getirilmiş; çözüm ve cevaplar için ilgili makamlara sunulmuştur. Bu raporlarda dile getirilen önerilerden önemli bir kısmı hayata geçirildiğini müşahede etmekteyiz. Bu bağlamda son 9 yılda Kürt sorununun çözümü konusunda devrim sayılacak adımlar atılmıştır. 2003 yılında Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayınları hakkında kanunda değişiklikler yapılarak vatandaşlarımızın günlük yaşamlarında kullandıkları farklı dil ve lehçelerde yayın yapılması imkanı, yasal güvenceye kavuşturulmuştur. TRT, 09 Haziran 2004 itibariyle TRT 3 kanalında Boşnakça, Arapça, Çerkezce, Zazaca ve Kürt’çe olmak üzere birer saatlik yayına başlamıştır. 2009 yılında ise TRT 6 televizyonu açıldı. TRT 6 kanalıyla 24 saatlik Kürtçe program yayın akışı uygulamasına geçilmiştir. Bu yasal düzenlemelerle şu anda Türkiye’de Kürtçe yayın yapan sayısız Radyo ve Televizyon bulunmaktadır. Kürt Enstitüsü kurulabilmesine dair teklif ve önerilere karşılık, 11 Eylül 2009’da Mardin Artuklu Üniversitesinde Yaşayan Diller Enstitüsü kuruldu. Bu Enstitünün ana eğitim programı Kürtçe eğitimi kapsamaktadır. 2010 yılında Tunceli Üniversitesinde Zazaca ve Kürtçe eğitim bölümleri açılmıştır. 05 Ocak 2011 tarihinde ise Muş Alparslan Üniversitesi 4 yıl eğitim süreli Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açmıştır. Muş’un benim doğduğum büyüdüğüm, acısını tatlısını paylaştığım ve can damarım olan il olduğunu söylemekten de mutluluk duymaktayım. Anadilin öğrenilmesine dair talepler çerçevesinde 14 Eylül 2004 tarihinde yasal olarak Kürtçe dil kurslarının önü açılmıştır. Bu çerçevede imkanı olan herkes Türkiye’min değişik illerinde Kürtçe Dil Kursu açabilme hakkına sahiptir. Ayrıca Kürtçe sayısız eser basılmakta, süreli yayın yapılmaktadır. AK Parti iktidarının ilk ayında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde uygulanmakta olan Olağanüstü Hal (OHAL) uygulaması kaldırılarak olağan yönetime geçilmiştir. Bölge insanının yaşamında derin izler bırakan ve 30 yıldır devam eden OHAL uygulaması AK Parti hükümetince sonlandırılmıştır. 30 Kasım 2002 yılında OHAL Bölge Valiliği uygulamasına son verilmiş, bu bağlamda bölgede hukuk dışı olarak iddia edilen tüm uygulamalar kaldırılmıştır. 30 Haziran 2004 tarihinde Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırılarak, görev ve yetkileri sivil mahkemelere devredilmiştir. Adları değiştirilen köy ve mezralara eski adlarının yeniden verilmesine dair İl İdaresi Kanunu’nda değişiklik yapılmak suretiyle, eski yerleşim birimlerinin isimlerinin iadesi mümkün hale getirilmiştir. Çocuklara istediği isim verme özgürlüğünü kısıtlayan engeller kaldırılmıştır. Dolayısıyla anne ve babalar çocuklarına arzuladıkları ismi verebilmektedirler. AK Parti hükümetinin almış olduğu tedbirlerle faili meçhul cinayetler son bulmuştur. Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması amacıyla ciddi çalışmalar yapılmış, yasal değişikliklerle geçmişte faili meçhullere bulaştığı iddia edilen birçok kamu görevlisi yargı karşısına çıkarılmıştır. Faili meçhul cinayetlere karıştığı iddia edilen ve önemli kamu görevlileri için yargı yolu açılmış ve yargılanmalarına devam edilmektedir. Bu konu kararlılıkla takip edilmektedir. Ekonomik kalkınmayı bölgede hızlandırmak için Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde özel tedbirler alındı. KÖYDES ve BELDES Projeleri hayata geçirildi. Her ne sebeple olursa olsun terör münasebetiyle köyünü terk etmiş olanlar için, tekrar köylerine dönmeleri konusunda köye dönüşün önündeki tüm hukuki ve toplumsal engeller kaldırılmıştır. Bu çerçevede terörden zarar görenlerin zararlarını tanzim yoluna gidilmiştir. Katılımcı, çoğulcu ve yerinden yönetim amacıyla, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 10 Temmuz 2004 tarihli 5393 sayılı Belediye Kanunu, 22 Mayıs 2005 tarihli 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 03 Temmuz 2005 tarihli 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu, 26 Mayıs 2005 tarihinde yeniden düzenlenmiştir. Kapsamlı bir idari ve yerel yönetim reformu yapılması için, Prens Sabahattin’den bu yana devam eden Ademi Merkeziyetçi yönetim anlayışına 2005 yılından itibaren son verme çalışmaları başlatılmış, yerel yönetimler ön plana çıkarılmıştır. Sağlıklı ve güçlü bir demokrasi için sivil bir anayasa büyük bir ihtiyaç olarak görülmektedir. Bu çerçevede TBMM bünyesinde sivil anayasa yapımı çalışmaları hızlı bir şekilde devam etmektedir. Milletvekili Genel seçimlerinde anadilde propaganda yapılması sağlanmıştır.”
“Kürt sorununun serbestçe tartışılması ve her türlü önerinin açık bir biçimde dile getirilmesi dahi önemli bir mesafe alınmasını sağlamıştır” diye Işık şunları kaydetti; “Henüz hayata geçirilmeyen teklifler, yönetsel veya yasal düzenlemelerle çözülebilecek tekliflerdir. Bu tür düzenlemelerin ötesinde gelinen noktada, Kürt sorununun serbestçe tartışılması ve her türlü önerinin açık bir biçimde dile getirilmesi dahi önemli bir mesafe alınmasını sağlamıştır. İfade ve örgütlenme özgürlüğü noktasında çok önemli bir aşamaya gelinmiştir. Silahların susması ve serbest tartışma ortamının oluşması ile nihai çözüme bir adım daha yaklaşılacaktır. AK Parti grubu olarak halkımızın huzur ve güvenini sağlamak için, demokrasinin zenginleşmesi, insan haklarının gelişimi, standartların yükselmesi ve tüm halkımızın kardeşliği için her türlü gayret ve samimiyeti göstererek reform çalışmalarımız devam edecektir. Bütün bu çalışmalarımızda Avrupalı dostlarımızın bizden kuşku duymamalarını beklemek ise bizim en doğal hakkımızdır.”
Şark Telgraf Gazetesi
