1 Kasım´da gerçekleştirilen 26. dönem milletvekili genel seçimleri sonuçları ile oluşturulması beklenen yeni anayasaya ilişkin görüşlerini açıklayan Türkiye Gençlik Kulüpleri Konfederasyonu Muş İl Başkanı Muhammed Şamil Kök, seçim sonucunun ülkemize huzur ve istikrar getirmesi temennisinde bulundu.
Son dönemde oldukça gündemde olan yeni anayasa tartışmalarına ilişkin de açıklamada bulunan Kök, toplumun yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. 1961 ve 1982 anayasalarının askeri müdahaleler sonucunda oluşturulduğuna dikkat çeken Kök: Bu anlaşma adı üzerinde bir yasadır ama anayasadır. Anayasa olduğu için hiyerarşik olarak üst konumundadır. Yasalar anayasaya aykırı olamaz. Anayasa üst norm olduğu içindir ki hazırlanması ve kabul şartları da yasalara göre daha katıdır. Yasalar daha sıklıkla değişmesine rağmen anayasalar daha uzun dönemlerde değişikliklere uğramış veya kökten değişmiştir. Bu değişimleri belirleyen de gelişen ve değişen dünyada toplumun istekleri olmuştur.
Fakat bizim ülkemizde bu durum olağan şekillerde gerçekleşmemiş; 1961 ve 1982 anayasaları askeri müdahalelerin ürünü olarak ortaya çıkmıştır dedi. Askeri vesayet her maddede kendini hissettirmiştir 1961 ve 1982 anayasalarında sivil toplum kuruluşlarına ve halka başvurulmadığını, tamamen askeri vesayetin hükümlerinin yer aldığını vurgulayarak açıklamasını sürdüren Kök: Toplumun talepleri anayasalarda ne derece yer almaktadır? Halk anayasanın hazırlanmasında, ana kuralların belirlenmesinde ne kadar etkili olmuştur? Sivil toplum örgütlerinin görüşleri ne kadar dikkate alınmıştır?
Bu sorulara gerek 1961 Anayasası gerek 1982 Anayasası yönünden maalesef olumlu cevap veremiyoruz. Her ikisi de askeri darbeler sonucu atanmış heyetlerce hazırlanmıştır. Siyasi rejimin değişmezleri ve ana ilkeleri belirlenirken askeri vesayet her bölümde her maddede kendini hissettirmiştir. Bu anayasaları hazırlayan heyetlerin seçilmiş olmayıp askeri yönetimlerce atanmış kişiler olması, sözleşme masasında toplumun temsiliyetinin olmadığını göstermektedir. Sözleşmenin tarafı olması gereken halk ve temsilcileri yoktur. Siyasal partiler kapatılmış, siyasiler yasaklanmıştır. Sivil toplum kuruluşları da devre dışı bırakılmıştır.
Bu nedenle 1961 ve 1982 Anayasaları halkın ihtiyaçlarını karşılayacak demokratik anayasalar değildir.
1982 Anayasası gençlerin politikadan uzak durmasını ön planda tutmuştur. 1995 yılında yapılan değişikliğe kadar siyasi partilerin, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar meydana getirmesi yasaklanmıştır. Gençleri siyasetin dışında tutmaya çalışan bu anlayış zamanla değişse de bu yönde anayasada halen mevcut düzenlemeler bulunmaktadır. Yeni anayasada gençleri siyasetin bir öznesi haline getirmeye yönelik düzenlemeler yer almalıdır.
Bu konuda yasama organınca kabul edilecek bir yasanın veya yürütme organınca yapılacak hukuki düzenlemelerde veya alınacak kararlarda, bu kararlardan doğrudan veya dolaylı etkilenecek toplumsal kesimlere görüşlerini dile getirme hakkı tanınması gerekmektedir. Bu noktada yeni anayasada diğer toplumsal kesimlerle birlikte, özellikle gençlerle ilgili konularda gençlerin de görüşlerini belirtmelerinin kanalları açılmalı, seçilme yaşı seçme yaşında olduğu gibi 18´e indirilmelidir ifadelerini kullandı.
Başkanlık Sistemi dâhil tüm ihtimaller tartışılmalıdır Sivil anayasa oluşturulması sürecinde Başkanlık Sistemi´nin de özgür bir ortamda tartışılması gerektiğini ifade eden Kök, özellikle genç neslin bu süreçte aktif rol alması gerektiğini belirtti. Bu süreçte konfederasyon olarak gereken çalışmaları yapacaklarını da sözlerine ekleyen Kök: Toplumun değerlerini yansıtan sivil bir anayasa için tartışma zemini hazırlanmalı, Başkanlık Sistemi dâhil tüm ihtimaller tartışılmalıdır. Seçim sürecinin tamamlanmasıyla birlikte toplumun bütün kesimlerini bir araya getirerek sivil bir anayasa için tartışma zemini hazırlanmalı, Başkanlık Sistemi dâhil tüm ihtimaller özgürce tartışılmalıdır.
Yeni bir hükümet modeli ile ilgili son dönemlerde Türkiye´nin gündeminde bir tartışma var ama ne yazık ki bu konuda çok ciddi bilgi kirliliği ve kafa karışıklığı var. Bunun çok iyi anlatılması, tartışılması gerekiyor. Sivil toplum örgütleri olarak bizler de üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek için çalışacağız dedi.
Muş Ovası Gazetesi