Yazılı olarak yapılan basın açıklamasında, 2015-2016 eğitim öğretim yılının son günlerinde, iktidarın yıllardır uyguladığı ırkçı ve gerici politikalara maruz kalan, her biri siyasi görevler yüklenerek okullarda görevlendirilen yandaş idareci kadrolarına karşı Türkiyenin köklü liselerinin öğrencileri bildiriler yayınlayarak demokratik tepkilerini göstermişlerdir. Liseli gençler, kendilerine yönelik bütün baskı ve tehditlere rağmen daima başı dik, düşündüğünü söylemekten, eleştirmekten ve karşı çıkmaktan asla kokmayan, düzenin baskılarına karşı asla pes etmeyen, eğitimin ve ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak istediklerini göstermişlerdir. MEB, yüksek puanlı ve başarı oranı yüksek olan bazı okulları atama sisteminin dışına çıkararak, bakanlığa kendi seçtiği okulları Proje Okulları ilan etme yetkisi vermiş, bu okullara tamamı iktidar yandaşı olan okul müdürlerini atayarak siyasi anlamda biçimlendirmeye çalışmıştır. Siyasi atamayla gelen okul müdürlerinin giderek artan baskıcı ve laik eğitim karşıtı söylem ve uygulamaları öğrencilerin kitlesel tepkileri ile karşılanmış ve söz konusu tepkiler kısa süre içinde diğer liselere de yayılarak yaygınlaşmıştır. Yıllardır ülkenin bütün kurumları gibi, okulları da çağ dışı bir zihniyetle yönetmeye çalışan, bilim ve özgür düşünce düşmanı, laik ve demokratik yaşam tarzını yok ederek biat eden, dindar nesil yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Israrla uyguladıkları yasakçı uygulamalar üzerinden gençliği zapturapt altına almaya çalışan zorbalığa karşı sesini yükselten ve aydınlık geleceğimiz olan liseli gençler yalnız değildir denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: Türkiyede iktidar eliyle kendilerine dayatılanları değil, gerçek anlamda laik ve bilimsel eğitimi savunan, düşünen, sorgulayan ve itiraz eden öğrenciler yetişmesinden rahatsızlık duyan ve siyaseten atanan okul yönetimleri öğrencileri sindirilmeye, tek tip öğrenci modeli yaratmaya çalışılmaktadır. Farklı düşüncelere, inanç ve kimliklere yönelik baskıcı uygulamaların arttığı, fiili uygulamalarla zapturapt altına alınmak istenen, kışla gibi yönetilmeye çalışılan liselerde öğrencilerin, anti demokratik, ayrımcı ve baskıcı uygulamalara sırtını dönerek umutla ve dirençle başkaldırması önemli ve değerli bir adımdır. Okul yönetimlerinin öğrencileri anlamak yerine onları sindirmek için disiplin soruşturması açması ve tehdit etmesi, yaşadıkları korku ve tedirginliğin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki, yıllardır bir taraftan eğitim sistemini kendi dünya görüşlerine paralel bir şekilde dini kural ve referanslara göre biçimlendirip laik-bilimsel eğitim anlayışına meydan okurken, diğer taraftan disiplin adı altında anti demokratik uygulamalar ile öğrencileri sindirmeye ve hizaya getirmeye çalışan idarecilere ve iktidarın piyasacı ve gerici eğitim politikalarına tepki gösterilmesi geleceğimiz açısından önemlidir. Dolayısıyla gençlerin bu önemli adımlarının sadece diğer eğitim kurumlarına değil, tüm ülkeye örnek olması gerektiğini düşünüyor, baskıya ve zorbalığa karşı sesini yükselten liseli gençlerin taleplerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Muş Manşet Gazetesi