Konu ile ilgili yazılı olarak basın açıklaması yapan Muş Eğitim Sen Kadın Komisyonu, Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bizzat hükümet tarafından derinleştirildiği, kadını eve hapseden uygulamaların yasal kılıflara büründürüldüğü ve geleneksel rollerin eğitim aracılığıyla pekiştirildiği 2015-2016 eğitim öğretim yılı cinsiyetçiliğin ve ayrımcılığın arttığı bir yıl oldu. Kız öğrencilerin eğitime erişimde yaşadıkları sorunlar toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirirken bu eşitsizliği önlemesi gereken Milli Eğitim Bakanlığı çocuk istismarını meşrulaştıran, cinsiyet ayrımcılığını derinleştiren, karma eğitimi ortadan kaldıran uygulamalarına ve müfredatta kadını aşağılayan pratiğine bu yıl da devam etti denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 4+4+4 sistemi ile örgün eğitimdeki kız çocuklarının sayısında ciddi düşüş yaşanmış, çocuk yaşta evlendirmeyi teşvik eden düzenlemeler, 2015-2016da binlerce kız çocuğunu eğitim sisteminin dışına itmiştir. 2013-2014 eğitim öğretim yılında yüzde 99.61 olan kız çocuklarının okullaşma oranı geçtiğimiz yıl %96.57ye bu yıl ise yüzde 95.22ye gerilemiştir. Türkiyede 2015 yılında 18-24 yaş arası yaklaşık 3,2 milyon genç ekonomik yetersizlikler nedeniyle okulunu terk etmek zorunda kaldı. Eğitim her çocuğun temel hakkı ancak, ekonomik yetersizliklerden dolayı liseye ulaşamadan okulu bırakan çocukların oranı, Türk eğitim sistemindeki içler acısı durumu gözler önüne seriyor. Kız öğrencilerde % 37,6, erkek öğrencilerde % 35 olan eğitimi bırakma oranıyla Türkiye açık ara Avrupa birincisi oldu. Ayrıca, UNESCOnun Herkes için Eğitim 2015 hedeflerine göre ilköğretim ve ortaöğretimde toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştirmesi riskli görülen 24 ülkeden birisi olan Türkiye’de, yoksul ailelerden gelen kızların %6sı ortalama iki yıldan daha az eğitim görmektedir. Ve bu oran Doğu illerinde yaşayan ve anadili Kürtçe olan kızlar için %43e kadar yükselmektedir. Türkiyede aile geçimine katkı sağlamak için çalıştırılan bir milyona yakın çocuk işçi var. Ücretsiz ev işlerinde çalışarak ailesini destekleyen çocukların sayısı da 7,5 milyon civarında. İSİG 2016 Raporuna göre, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocukların % 16sı kız çocuğudur. Bu oran genel olarak iş cinayetlerinde tespit ettiğimiz kadın işçi ölümünün iki katıdır. Sünni İslamın resmi temsilcisi olan Diyanet İşleri Başkanlığı ve MEB işbirliğiyle ülke çapında açılan kreş görünümlü Kuran kursları aracılığıyla 4-6 yaş grubundaki okul öncesi çağdaki çocuklara dini eğitim verilmeye başlandı. Diyanete bağlı 4-6 yaş grubu Kuran kursları fiilen sıbyan mektebi işlevi görmekte ve resmi okul öncesi eğitim kurumlarına alternatif olarak sunulmaktadır. Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Müftülük arasında çocuklara maneviyat kazandırmak iddiasıyla hazırlanan, çocukların 4 gün okula 1 gün camiye götürülmesinin planlandığı Minik Yürekler Kardeşlik Bilincinin Farkında projesi Eğitim Senin verdiği mücadele üzerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü Proje Koordinasyonu tarafından durdurulmuştur.
Milli Eğitim Bakanlığı AKPnin cinsiyetçi politikalarını istikrarla hayata geçirirken eğitim kurumlarını taciz ve istismarın yaygınlaştığı yerler haline getirdi. Evde, sokakta, işyerinde ve okullarda tacizi meşrulaştıran ve Bir kereden bir şey olmaz diyen zihniyet son olarak mecliste kurulanAile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi İçin Meclis Araştırması Komisyonu önerdiği maddeler ile çocuk istismarını suç olmaktan çıkarmayı hedefliyor. 2015-2016 Eğitim öğretim döneminin 2. yarısında yaşanan cinsel şiddet vakaları eğitimin içinde bulunduğu durumu gözler önüne seriyor. Okullardaki cinsel şiddetin eğitim emekçisi kadınlara yansıması da şiddet, mobbing şeklinde yaşanıyor.
Din ve inanç alanını kendi tekeline almaya çalışan siyasi iktidarın dindar nesil ve muhafazakâr yaşam tarzı ifadeleri ile somutlaşan eğitim politikaları karma eğitimi ve cinsiyet eşitliğini hedef almaya devam ediyor. Cinsiyet ayrımcılığı eğitimin en önemli unsuru olan ders kitapları aracılığı ile aile yaşamını kutsayan ve kadını yok sayan etkinliklerle aktarılıyor.
İstanbulda, Yazar Ozan Taşdemir imzalı ilkokul ve ortaokul öğrencilerine 10 lira karşılığında satılan Hariçten Sözler kitabında Kadınlardan şair olmaz, onlardan mahir birer anne olur, Kadınlar da tespih gibi olmalı, varlığı hoşluk, yokluğu boşluk vermeli. gibi cinsiyetçi ifadeler yer alıyor. İktidarın yıllardır uyguladığı ırkçı, gerici politikalar ve dinselleştirme çabalarına rağmen baskılarına karşı asla pes etmeyeceklerini gösteren liseli gençlerin direnişi bize umut oluyor. Baskılara karşı sesini yükselten liseli gençlerin taleplerine sahip çıkıyoruz. Kamusal, parasız, demokratik, nitelikli, bilimsel ve anadilinde eğitim hakkının önündeki engellerin kaldırılması, cinsiyetçi ve cinsel saldırıları körükleyen zihniyetin değişmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Muş Manşet Gazetesi