Rektörlük binasında basın toplantısı düzenleyen MŞÜ Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, yapılacak yatırımlarla ilgili gazetecileri bilgilendirdi. Öğrenci sayılarının 10 bin dolayında olduğunu ifade eden Rektör Fethi Ahmet Polat, bazen bu sayısının abartıldığını söyledi. Belli bir süre 10 bin öğrenci bandında devam edeceklerini dile getiren Polat; Geldiğimizden bu yana Muş Alparslan Üniversitesi olarak 30-35 tane öğretim görevlisi kazandırdık. Bizim en büyük kazanımlarımızdan biri bu oldu. Bizim birinci hedefimiz öğretim üyesi sayısını arttırmak ve mümkünse de Muş dışından buraya öğretim görevlisi getirmek. Dışarıdan ne kadar çok adam getirebilirsek bizim için o kadar çok ekonomik, kültürel ve sosyal katkı anlamına geliyor. Dolayısıyla biz bu 10 bin bandında ilerlemek istiyoruz. Bundan 2 yıl kadar öncesine kadar, üniversite sürekli talep alıyordu. Ama 2 yıldır mezun vermeye başladık. Yani aldığımız öğrenci kadar da mezun ettiğimiz öğrenciler de var. Bu sirkülasyon devam ediyor dedi.
Gazetecilerin, bin 128 akademisyenin imzaladığı bildiriyle ilgili sorularını cevaplandıran Rektör Polat, imza atanlar arasında personellerinin bulunmadığını ifade ederek; Bugün akademik birim amirlerimizle bir toplantımız oldu ve o toplantıda listelere bakılmasını, üniversitemizin herhangi bir personelinin olup olmadığını araştırdık. Şu an itibariyle bizim bildiğimiz bir personelimiz yok. Şayet varsa, kurumsal olarak hukuk müşavirliği eliyle yapılması gereken ne varsa onu yaparız dedi.
Akademik özgürlüğün, Türkiye’de iğdiş edilen kavramlardan bir tanesi olduğunu vurgulayan Polat şöyle konuştu; Akademik özgürlük, Türkiye’de iğdiş edilen kavramlardan bir tanesi. Bizim de sık sık karşımıza çıkıyor. Herhangi birisi, yasalara tamamen aykırı, mevzuatta hiç yer almayan bir konuda bir açıklama yapıyor ve diyor ki, ‘bu benim sendikal hakkımdır, yasal hakkımdır.’ Sendikaların amacı bu tür bir siyasetin içerisine girmek değildir. Sendikalar, devletin zaten kabul ettiği kuruluşlardır. Siz orayı bir siyasi muhalefet mekanizması olarak kullandığınız zaman farklı bir yöne gider ve bu daha önce Türkiye’de, çeşitli kamplaşmalara sebebiyet verdi.
Akademik özgürlükten kastedilen şey, insanların herhangi bir konuda, o gün aklına gelen bir düşünceyle ortaya çıkıp açıklama yapması değildir diyen Polat sözlerini şöyle sürdürdü; Kişisel anlamda birisi bir şey söyleyebilir ama ben bunu akademik özgürlük çerçevesinde yapıyorum dediğinizde, sizin bilimin objektif kriterlerine, nosyonlarına uygun araştırma yaptıktan sonra ulaşmış olduğunuz sonuçları paylaşmanızdır akademik özgürlük. 25-26 yıldır bu camianın içindeyim ve akademik çalışmalar yapıyorum. Yapmış olduğum hiçbir çalışmada, müdellel, gerekçeli ortaya koyduğumuz herhangi bir fikir hakkında hiç kimse biz bir şey söyleyemez. O benim akademik özgürlüğümdür. Ama oturduğunuz yerden, Ankara’dan, İstanbul’dan herhangi bir konuda ‘ben böyle düşünüyorum, bunun altına imza atıyorum’, böyle bir şey yapıp bunun akademik özgürlük çerçevesinde derseniz, siz akademik özgürlük kavramını iğdiş ediyorsunuz demektir. O açıdan bunu doğru bulmuyorum.
Üniversiteler Arası Kurul’un konuyla ilgili harekete geçtiğini de belirten Polat; Bizler, üniversite camiası arkadaşlar, bu tür konuları bir polemik malzemesi yaparak tartışmaları. Devletin kendince yapacağı şeyler varsa, onlar yapar. Biz rektörlerin konuşacağı yerler bellidir. Rektörler, YÖK Genel Kurulu’nda bir şey olursa orada konuşur. Şu anda Üniversiteler Arası Kurul, bu konuyla ilgili harekete geçti. Bu kurula üye olan hocalarımız, bunun akademik özgürlük olmadığını zaten söylüyorlar. Kalkıp hiçbir araştırma, soruşturma yapmadan, bilimsel bir çalışma yapmadan ortaya çıkıp böyle bir açıklama yaparsanız bunun adı akademik özgürlük değil. Bu açıklamaya imza atan insanlar, bir siyasi muhalefet hareketi olarak bunu yapıyoruz deseler diyecek sözümüz olmaz. Ama kalkıp akademik özgürlük kılıfının altında böyle bir şey yapılırsa olmaz şeklinde konuştu.
Muş Manşet Gazetesi
