Muş Sivil Toplum Platformu, İsrailin Mescid-i Aksaya yönelik düzenlediği operasyonlara tepki göstererek Müslümanların duyarsız kalmasını eleştirdi.
Muşta yaklaşık 100 sivil toplum kuruluşundan oluşan Muş Sivil Toplum Platformu, İsrailin Mescid-i Aksaya yönelik düzenlediği saldırılarına tepki gösterdi. Platform üyeleri, belediye meydanında bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
Platform adına basın açıklamasını okuyan Eğitim İlke Sen Genel Başkanı Doğan Özlük, Müslümanların sessiz kalışının İsraili şımarttığını söyledi. Müslümanların İsrail Devlet Terörünün saldırılarına maruz kaldığını belirten Özlük, Bilindiği üzere yıllardan beri Müslümanlar Allahın emir ve yasaklarına harfiyen uymadıkları, hatta zamanla taraflı davrandıkları, çıkar ve menfaate dayalı yaşamı sürdürdükleri için maalesef geçmişte olduğu gibi bu günlerde de tarihi bir sınav veriyorlar. İnsanların katledildiği, namusun payımal olduğu, binlerce insanın yerinden, yurdundan olduğu ve talan edildiği yerler, ne yazık çoğunlukta İslam coğrafyasıdır. Bundan da Müslümanların başta insani ve İslami görevlerini ifa etmedikleri anlaşılmaktadır.
Mescid-i Aksa Ortadoğunun, İslamın ve hatta İnsanlığın vazgeçilmez manevi değeri olduğunu ifade eden Özlük, şunları söyledi: Müslümanların mabedi ve kutsal mekânıdır. Daha önceki Peygamberlerin yanı sıra Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)in birçok manevi değerlerle hemhal olduğu Mescidi Aksa, bu gün Müslümanların basiretsizliği ve insanlığın duyarsızlığı yüzünden İsrail Devlet Terörünün saldırısına maruz kalmıştır. Ey İslam ülkeleri, Ey Müslümanlar ve Ey insanlık; başta İsrail olmak üzere Suriye, Irak ve tüm Ortadoğuda her tarafı kan revan ederek yaşanan ve yaşatılan bu zulme karşı sessiz, duyarsız ve kayıtsız kalmayın..! Ortadoğunun fitne ateşleriyle kavrulduğu, emperyalist müdahalelerin zirve yaptığı zamanlardayız. Halklarımız birbiriyle vuruşuyor, şehirlerimiz kan gölüne dönmüş durumda. Bağdattan Kobaniye, Musuldan Kerküke, Halepten Bahreyne, Trablustan Sanaya kadar her taraf şiddet sarmalında… Mazlum insanlar, yakılıp yıkılan şehirlerinden, evlerinden kaçıyor, her geçen gün daha büyük bir mülteci kitlesine dönüşüyor. Mabetlere saldıran, insanları katleden İsrail Devlet Terörü ile Ortadoğuda zulmeden tüm şer güçlerini nefretle ve şiddetle kınıyoruz.
İsrailin güvenliği, Kudüsteki işgalin sürekliliği için emperyalist fitne ve müdahale, Ortadoğuyu ateşe verdiğini kaydeden Özlük, acılarımızın büyük bir pazılın parçaları olduğu bilincine uyanmalıyız. Kanayan hiçbir yanımız diğer yanımıza körleşmemize neden olmamalıdır. İşgal, katliam ve sürgünlerimizin hangi çerçevede cereyan ettiğini göremezsek emperyalist, Siyonist saldırganlıklara karşı adil ve bütünlükçü bir direniş hattı oluşturamayız. Filistinden Suriyeye, Kürdistandan Iraka, Yemenden Libyaya uzanan ateş hattında kimlerin oyun kurucu, kimlerin işbirlikçi olduğunu göremezsek Kudüsü, Mescid-i Aksâyı özgürleştirecek iradeyi inşa edemeyiz. Husumetlerimiz ve iç çekişmelerimiz sürdükçe Kudüs ve Aksâ, Siyonistlerin kirli ellerine tutsak olmaya devam eder. Kirli ellerin pençesinden kurtulmak için zulme karşı ve mazlumun yanında yer almaya, insanlığı birliğe ve beraberliğe ve hele hele İslam ülkeleri Ortadoğudaki nifakın, katliamın, zulmün bertaraf edilmesi için dünyevi, çıkar ve menfaatlerini bir kenara bırakarak bir olmaya davet ediyoruz. Dedi.
Türkiyenin Ortadoğuda yaşatılan vahşet ve zulme karşı tarafsız, haktan, adaletten yana çok etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini kaydeden Özlük, Başta İsrailin uyguladığı devlet terörüne karşı siyasi, askeri ve ticari ilişkilerini askıya almalıdır. Irak ve Suriyede gerek Esed ve gerekse IŞİD ve diğer örgüt çetelerinin mazlum halka karşı uyguladıkları katliam ve soykırımın durdurulması için fark gözetmeksizin zalim şer güçlere karşı çıkmalıdır. Kudüs, Gazze, Halep, Şam, Rojava, Kobani, Afrin, Kerkük, Şengal, Musul, Hewler de planlanan, yaşatılan ve dayatılan katliamların tamamı gözü dönmüş, Allahtan korkmayan zalimler tarafından yapılırken, maalesef ülkemizin de orasından burasından bana ne diyerek zalimleri daha çok güçlendirdiğini görüyoruz. Bu yaklaşımı ile Ülkemiz, her geçen gün Emperyalist ve zalim güçler tarafından tezgahlanan Ortadoğudaki bu büyük oyunun içine çekilmektedir.
Başta Mescid-i Aksa olmak üzere yer yüzünde ne kadar mazlum ve zulme uğrayan varsa yerleri, yurtları, malları, canları, namusları korumak için İslam alemi ve hatta insanlık üzerinde birinci derecede emanettir. Gelin hep birlikte gerek devlet ve gerekse millet olarak Allahın bizlere bıraktığı emanetlerin tamamına sahip çıkalım. Göz göre göre zalimlerin zulmüne terk etmeyelim. Zalimin dini, dili, ırkı, ülkesi kim olursa olsun onun karşısında, mazlumun ise kim olursa olsun yanında yer almanın başta insani ve aynı zamanda inancımız gereği görevimiz olduğunu unutmayalım. Şeklinde konuştu. Yapılan basın açıklamasından sonra platform üyeleri olaysız bir şekilde dağıldı.
Muş Manşet Gazetesi