Büyük Birlik Partisi Muş İl Başkanı Abdullah Alptekin Has görevinden ve parti üyeliğinden istifa etti.
Şehit liderimiz Muhsin Başkanın emaneti olan Büyük Birlik Partisi Muş İl Başkanlığından ve parti üyeliğimden 10.07.2014 tarihinde BBP genel Merkezine gönderdiğim ve gerekçesini yazdığım istifa mektubumla ayrıldım diyerek yazışı basın açıklaması yapan Has, 20 yıldır hizmet verdiği partiden ve parti üyeliğinden istifa ettiğini kaydetti.
Has açıklamasında, 1994de Muş Nizam-ı Alem Ocaklarında Başkan yardımcısı olarak görev yaptım, sonrasında uzun yıllar Alperen Ocakları Başkanlığı ve yıllardır da BBP Muş İl Başkanlığı yapmaktaydım. Şeref duyarak bu davaya hizmet etmeye çalıştım. Cennet mekan şehit liderim Muhsin Başkanımın tarifindeki ”çocuklarının süt parasıyla siyaset yapan” dava arkadaşlarından birinin de hamd olsun ben olduğuma inanıyorum. Yıllardır davamı sadece Muş’ta değil ulaşabildiğim her yerde anlatmaya yaymaya çalıştım,. Şehit Liderim Muhsin Başkan ve Onun yol arkadaşlarıyla birlikte yıllarca yürümek şahsım için Allah’ın bir lütfuydu. Ahde vefası yol arkadaşlarına karşı gösterdiği samimiyet verdiği güven takdire şayandı. Bu hareketin tekrar aslına rücu edeceği günleri görmeyi Allah bize nasip eylesin ifadelerine yer verdi.
BBP eski genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlunda da övgüyle söz eden Has açıklamasında ayrıca, Büyük Birlik Partisi hareketinin kuruluş felsefesi ve amacı ”Allah’ın birliği ve yüce Peygamberin Risaleti dışında hiç bir mutlak hakikati kendisine referans almayan” siyaset üstü bir anlayışın tezahürüdür. Yine Büyük Birlik Partisi siyasi partiden öte bir medeniyet tasavvurudur. Bunun içindir ki bugüne kadar Büyük Birlik Partisi hareketi hiç bir zaman günü birlik siyasi çıkar ve gayelerle hareket etmemiş rahmetli Şehit Genel Başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu’nun ifadesiyle ”üç beş günlük dünya için fırıldak olmayı kendisine yakıştırmayıp her zaman milletin çıkarlarını hak ve hakikat terazisinde tartıp haktan ve hakikatten yana tavır almıştır. Muhsin Yazıcıoğlu 28 şubat sürecin de siyasi makam ve maddi teklifleri elinin tersiyle itip ”ülkede Müslümanların iktidarını engelletmem” diyerek ten REFAH-YOL hükümetini desteklemiş, tüm engellemelere rağmen Rahmetli Erbakan Hoca’nın Başbakan olmasına sebep olmuştur. Yine 28 Şubatta Türkiye’yi darbe baskıyla yönetmeye talip olanların heveslerini kursaklarında bırakmış ”Türkiye Iran olmaz, Cezayir de olmaz; ama Türkiye’nin Suriye yapılmasına da biz müsaade etmeyeceğiz” diyerek dik ve kararlı bir duruş göstermiş tarafını milletin yanında durarak göstermiştir. Bu kararlarının siyasi sonuçlarını iktidardan feragat ederek ödeyen Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu bu sayede sandıkların değil gönüllerin Partisi ve o partinin başkanı olmuştur ifadelerine yer verdi.
Has açıklamasında daha sonra şu ifadelerle devam etti: Yunus Emre deyimiyle ”Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi için, Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim” diyerek, yunusça bir tavır takınırken, yeri geldiğinde de darbecilerin ölüm tehditlerine rağmen ”Millete namlusunu çevirmiş tanka selam durmam” diyerek, yavuzca bir tavır ortaya koymasını da bilmiştir. Büyük Birlik partisi Hareketi, milletten yana olan tavrını yine mevcut Cumhurbaşkanımız Abdullah GÜL’ün seçilmesinde ve referandum sürecinde de ‘eksik ama evet” diyerek göstermiştir. 10.07.2014 te partiden istifa etmem ve üyeliğinden ayrılmam dolayısıyla Büyük Birlik partisi yönetiminin almış olduğu karara saygı duymakla birlikte Ekmeleddin İhsa’noğlunu destekleme kararının şahsımı bağlamadığını, CHP ve marjinal sol gruplarla aynı safta olmayı her şeyden önce İlay’ı Kelimetullah davasının bir neferi olarak kabullenemediğimi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde alacağım kararla, geçmiş tecrübe ve birikimlerime dayanarak milletten yana bir tavır göstereceğimi, millet ile yapacağım istişareler ve gözlemlerle Cumhurbaşkanı adayı konusunda kimi destekleyeceğime karar vereceğimi buradan belirtiyorum.
Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var, Ülkemizi yönetecekler ve yöneticilerini seçecek seçmenler unutmamalı ki! Türkiye sadece kendi sınırları içinde yaşayanların umut beklediği ya da güçlendiğinde rahat nefes aldığı, medet umduğu bir ülke değildir. Bayrağın düştüğü yerden kalkacağını en iyi bilen ve bunu bekleyen Başta tüm İslam coğrafyasındaki mazlum milletler olmak üzere bütün mazlum milletlerin gözünün, kulağının ve umudunun bu seçimde de Türkiye de olduğunu da unutmayalım. Ülkemiz, mazlumların umutlarını bağladığı, başları sıkıştıkça, her yokluğunda, zorluğunda yüzünü çevirip ümitle beklediği bir ülkedir. Onun için bizim güçlü olmamız, güçlü liderlerle yönetilmemiz ülkemiz, İslam ülkelerinin ve tüm mazlum halkların açısından çok önemlidir. Ülkemiz birlik ve beraberliğini bir an önce tüm mazlumlar için acil bir şekilde sağlamalı, Bunu sağlayacak ve hızlandıracak olan da şüphe yok ki seçimler de demokratik tercihlerini kullanacak olan seçmenlerdir.
Bu vesile ile yıllardır birlikte yürüdüğüm yol arkadaşlarıma, bu güne kadar desteğini esirgemeyen halkıma şükranlarımı sunar, bundan sonrada emirlerinde olduğumu, ilimize hizmet etmekten şeref duyduğumu buradan tüm kamuoyuna beyan ederim.
Muş Manşet Gazetesi
