Demir Çelik tarafından sunulan kanun teklifi gerekçesinde, üzerinde bulunduğumuz coğrafyada birçok halkın yaşadığı ve bu kültürlerin bu topraklara zenginlik kattığı belirtildi. Halkların kattığı zenginliğin kültürel birçok öğeyi barındırdığının ifade edildiği gerekçede, birlikte konuşulan dillerin çeşitliliğinin, zenginlikleri yansıtan en büyük unsur olduğu vurgulandı.
Yer adlarının siyasi kaygılarla değiştirilmesi eğiliminin, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Abdülaziz ve 2. Abdülhamit dönemlerinde başlamış bir alışkanlık olduğunun savunulduğu gerekçede, Aziziye ve Hamidiye alaylarının kalıcılığını sağlamak muradıyla yeni doğan sultan çocuklarının adlarının yaşatılması isteği yerleşim yerleri adlarının değişiminin de başlangıcı olmuştur ancak daha sonraki isim değiştirme kaygıları hep milliyetçilik ve asimilasyon politikalarıyla ilintili olmuştur. Balkan Savaşları neticesindeki mağlubiyet, 1913 yılında düzenlenen İskân-ı Muhacirin Nizamnamesi ile Rumca ve Bulgarca olan yer adlarının Türkçeleştirilmesini doğurmuş ve o tarihten günümüze dek özgün yer adlarının Türkçeleştirilmesi neredeyse bir teamüle dönüşerek, halkların doğdukları yer için yaratmış oldukları adlar bir bir değişmiştir. Bu çerçevede Trakya – Marmara ve Ege Bölgesinde yüze yakın yer adı değişmiştir. Yine aynı tarihte Trabzon Vilayeti merkez Sancağıyla Rize Sancağı’nda Rumca olan yer adlarının değiştirilmesi için listeler hazırlanmış olup, bugün Rizede halihazırda kullanılan 344 köy ve kasaba adından 300 kadarı 1913 listesinde önerilen yeni adlardır denildi.1922 yılı sonunda Yunan işgalinden kurtulan bazı yerlerin Yunan kökenli olan adlarının değiştirildiğini belirtildiği gerekçede şunlar kaydedildi: 1921 yılında Türkiyeye katılan Artvindeki köy adları kısa sürede Türkçeleştirilmiştir. Bu eğilimin etkisiyle Dersimin adı, Tunç Eli (Tunceli), Norşin ismi Güroymak, Tillo ismi Aydınlar olarak değiştirilmiştir. Yine İskenderun Sancağına Hatay adının verilmesi de bu etki sonucudur. Yukarda da izah etmiş olduğumuz üzere, 1921 yılından itibaren 30 bin 280 yerleşim biriminin adı Kürtçe, Ermenice, Rumca, Lazca, Çerkesçe, Arapça ve daha sayamadığımız farklı dillerde olduğu için değiştirilmiştir. Bu yerleşim yerlerinden 12 binden fazlası sadece köy isimleridir. İsim değiştirme işlemlerinin resmileşmesi ise İçişleri Bakanlığının 1940 yılı sonlarında hazırladığı 8589 sayılı genelge ile gerçekleşmiştir. Bu genelge ile yabancı dil ve köklerden gelen ve kullanılmasında büyük karışıklığa yol açan yerleşme yerleri ile tabii yer adlarının Türkçe adlarla değiştirilmesi uygulaması resmen hayata geçmiş oldu.Çelikin sunduğu kanun teklifinde Muşun ilçelerinin isminin şu şekilde değiştirilmesi istendi: Varto ilçesi Gımgım, Hasköy ilçesi Derxas, Malazgirt ilçesi Milazgir (Kélé), Korkut ilçesi Tîl, Bulanık ilçesinin Kop.
Muş Manşet Gazetesi